DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, Demokrasiyi Güçlendirme Derneği’nin İstanbul’da düzenlediği iftar programına katıldı. Babacan burada yaptığı konuşmada şu sözleri kullandı:
* Türkiye’nin 2002’de başlayıp 2013-2014’e kadar süren periyodu sahiden değerli bir muvaffakiyet öyküsüdür. Ehil takımlarla, istişareyle, adalet arayışıyla yönetildiğinde muvaffakiyetin ortaya konulduğuna şahit olduk. Ne vakit ki bu üç unsur terk edildi sorun gerisine sorun yaşadık.
‘AZ BUZ DEĞİL, TAM DEMOKRASİ’
* Türkiye’nin içinde bulunduğu pek çok kriz var. Fakat bu krizlerin temelinde derin bir demokrasi krizi var. Temel kriz alanı olan demokrasi krizini çözmeden öteki krizleri çözmemiz mümkün değil. O denli eksik gedik, az-buz, yarım falan değil tam demokrasi.
‘HERKES ÜLKENİN EŞİT VE ONURLU VATANDAŞI OLACAK’
* Kim olursa olsun, hangi mahalleden, görüşten olursa olsun, herkes ancak herkes bu ülkenin eşit ve onurlu vatandaşı olacaktır. Bizim gayemiz, ülkemizde eşit vatandaşlık prensibini gerçek manada hâkim kılmaktır.
‘NÖBETLEŞE ZORBALIK DEVİRLERİNDEN YORULDUK’
* Amacımız, Türkiye’nin kimsenin kimseye üstünlük taslamadığı bir ülke olmasıdır. Nöbetleşe zorbalık periyotları yaşadık lakin artık yorulduk. Demokrasiyi şahsi çıkarları için kullananlardan yorulduk. Devletin misyonu hayat biçimlerine müdahale etmek değildir. Vatandaşlarının inancına, hayat üslubuna oburlarının müdahale etmesini önlemektir.
‘HAYALİMİZDEKİ TÜRKİYE, HEPİMİZİN TÜRKİYE’SİDİR’
* Hayalimizdeki Türkiye, hepimizin Türkiye’sidir. Biz etnik, dini, mezhebi ve kültürel tüm çeşitliliğimizi sahipleniyoruz. Er ya da geç, herkesin kendisini eşit ve onurlu vatandaş hissettiği Türkiye maksadımıza kesinlikle ulaşacağız.
‘HİÇBİR ŞEY BİR KİŞİNİN İKİ DUDAĞI ORTASINDA DEĞİL’
* Altı parti; tüm Türkiye demek. Bu, temsil gücü çok yüksek bir birliktelik. Bir ortaya gelip birlikte çalışıyoruz diye tek bir siyasi parti olmadık. 2300 unsurluk Ortak Siyasetler Metni ortaya koyduk. 84 unsurluk Anayasa Değişikliği Metni hazırladık. Geçiş sürecinin yol haritasını belirledik. Her şey yazılı ve hiçbir şey bir kişinin iki dudağı ortasında değil. Diyalogla, istişareyle, müzakereyle ve mutabakatla yürüyen bir süreçten bahsediyoruz.
‘BENZERSİZ BİR TECRÜBE YAŞIYORUZ’
* Ortak cumhurbaşkanı adayımızı belirleyerek ülke tarihimizde görülmemiş bir demokrasi kıssası yazmaya devam ettik. Asya’ya, Afrika’ya, Avrupa’ya, Amerika’ya ilham kaynağı olacak bir süreç başlattık. Türkiye’de demokrasinin kazanması, dünyada demokrasi arayanların umudu ve ilham kaynağı olacaktır. Eşsiz bir tecrübe yaşıyoruz.
‘SEÇİM, NEREDEYSE BİR REFERANDUM OLACAK’
* Bu seçim aslında neredeyse bir referandum olacak. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem mi, yoksa şu anda devam eden süreç mi? Yani ortak akıl mı, tek akıl mı? Huzur mu, kriz mi? Zenginlik mi, fakirlik mi? Özgürlük mü, baskı mı? Demokrasi mi, otokrasi mi? Umut mu, endişe mu? Sevgi mi, öfke mi? Bahar mı, kara kış mı? Bu türlü bir seçime gerçek gidiyoruz. Yanıtımızı biliyoruz.
‘ÇALIŞKAN TAKIMLARIMIZLA VATANDAŞLARIMIZIN HAK ETTİĞİ TÜRKİYE’Yİ İNŞA EDECEĞİZ’
* Ülkeyi yönetirken; kural temelli idare, katılımcılık, kök nedenlere odaklanma, data ve tahlile dayalı tahlil, şeffaflık ve hesap verebilirlik unsurlarıyla hareket edeceğiz. Güçlü, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme modeliyle zenginleşeceğiz. Bir avuç insanın servetine servet kattığı değil, ülkenin topyekûn zenginleştiği refahı hedefleyeceğiz.
* Ülkenin geri kalanının evladına beslenme çantası hazırlarken ıstırap çektiği bir ülkede ekonomik büyümeden bahsedilemez. Bilgili, ehil, çalışkan takımlarımızla, vatandaşlarımızın hak ettiği Türkiye’yi inşa edeceğiz. Sivil toplumun dayanağıyla, sivil toplumla birlikte maksatlara ulaşacağız. Sivil toplumu dinleyeceğiz.
KAYNAK : Sözcü
