DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, 6 Şubat’ta meydana gelen ve resmî datalara nazaran 50 binden fazla insanın hayatını kaybettiği Kahramanmaraş merkezli zelzelelerin ikinci ayında açıklama yaptı. Zelzelenin olduğu saat 04.17’de konuşan Babacan, en kıymetli gündeminin sarsıntı olduğunu ve sarsıntısı unutturmayacaklarını söyledi.
DEVA Partisi’nin sarsıntıdan evvel ve sonra yaptığı hazırlıkları vurgulayan Babacan, sarsıntıdan sonraki birinci 2 ve 3 günde yaşanan ihmallere ait sorularını yineledi
‘ŞEYMA’NIN VERDİĞİ MİSYONU YERİNE GETİRMEK ZORUNDAYIZ’
Elâzığ ve İzmir sarsıntılarından sonra, “Bir gün burası da Elazığ’ın, İzmir’in yazgısını yaşarsa; benim için, ailem için yahut rastgele biri için ‘melek’ oldu diye iyileştirmeler yapmayın. Hakkımızı arayın” diyen ve sarsıntıda Kahramanmaraş’ta hayatını yitiren üniversite öğrencisi Şeyma Gökkaya’yı hatırlatan Babacan, “Şeyma’nın kelamlarını kimseye unutturmamamız gerekiyor. Verdiği vazifesi yerine getirmek zorundayız. Hoşlar hoşu Şeyma kardeşimin, zelzelede kaybettiğimiz on binlerin, konutu barkı, iş yeri yerle yeksan olmuş yüz binlerce dostumun, arkadaşımızın hakkını arayacağız” diye konuştu.
Babacan şu tabirleri kullandı:
‘ERDOĞAN İHMALİ ÖRTMEYE ÇALIŞIYOR’
“Aradan geçen şu son 60 güne bir bakın. Erdoğan bu tek kişilik sistemin gücüyle, ihmali, yanılgıları örtmeye çalışıyor. Hususları kapatmaya çalışıyor. Bol bol temel atma… Attığınız temeller, kaybettiğimiz canları geri getirmiyor ki. Varsın onlar örtmeye çalışsın. Biz, yıkılmış sokaklarda benim yüzüme ‘Benim çocuğumun bana cenazesini vermediler’ diye feryat eden anneyi, ‘Başkanım, buraya kimse gelmedi, televizyonlar doğruları göstermiyor’ diyen genç arkadaşımı, yıkılan konutundan çıkardığı çaydanlığı ile bize canhıraş çay ikram etmeye çalışan güler yüzlü ablamı hiç unutmadık.”
‘İÇİNİZE SİNDİRMEDİĞİNİZİ BİLİYORUM’
“Hak ettiğiniz bedeli görmediğinizi biliyorum. Tüm bunların zorunuza gittiğini biliyorum. İçinize sindirmediğinizi, kabullenmediğinizi biliyorum. Biz unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız. Birbirimize kol kanat germeye, beraberce yaralarımızı sarmaya devam edeceğiz.”
‘BENİM İÇİN EN KIYMETLİ GÜNDEM BU’
“Benim için en kıymetli gündem bu. DEVA Partisi için en kıymetli gündem bu. Seçimler yaklaşırken, sarsıntının birinci 48 saatinde yapılan ihmalleri, gecikmelerin sonucunda yaşanan vefatları hatırlatacağız.”
‘VEFAT EDEN BEŞERLERLE NASIL HELALLEŞECEKSİNİZ?’
“Öyle ‘İlk birkaç gün aksama oldu ama’ deyip geçiştirilecek bir şey değil bu. ‘İlk birkaç gün aksama oldu’. Eee? ‘Helalleşelim’. Vefat eden beşerlerle nasıl helalleşeceksiniz?”
‘MİLYONLARIN İNANÇSIZ MESKENLERE MAHKÛM EDİLMESİNE SON VERECEĞİZ’
“Sadece 6 Şubat depremindeki acımız nedeniyle değil, uzmanların sıkça uyardığı mümkün Bingöl sarsıntısı için de Marmara sarsıntısı, İstanbul zelzelesi için de Hakkâri zelzelesi için de hayat için en değerli gündemimiz bu. Bir daha bu acılar yaşanmasın diye daha çok çalışmak zorunda olduğumuzu biliyoruz. Açıkça söz ediyorum: Biz, 85 milyonun canını pamuk ipliğine bağlamayacağız. Birileri heybetli külliyelerde yaşarken, kalan milyonların inançsız meskenlere mahkûm edilmesine son vereceğiz. Afetlerin akabinde bir yudum suya muhtaç kalan insanların, bu çağda, bu periyotta böylesi bir yokluk yaşamasına bir daha müsaade etmeyeceğiz.”
‘ÜLKEMİZİ AYAĞA KALDIRACAĞIZ’
“Biz ülkemizi ayağa kaldıracağız. Bunu tek başımıza değil, yalnızca Millet İttifakı olarak da değil; milyonlarla birlikte yapacağız. Daima birlikte Şeyma’ya verdiğimiz kelamı tutacağız.”
‘SORULARIMA YANIT VERİN, BİRİNCİ 48 SAATTE NE YAPTINIZ?’
“Felaketin birinci haftasından beri sorduğum tüm o soruları, ısrarla sormaya devam edeceğim. En kıymetli soruları ısrarla, inatla hatırlatacağım. Yanıt alana kadar da hakikat arayışımız durmayacak: Sayın Erdoğan, Sayın Bahçeli ve ilgili tüm bakanlar… Bu sorularıma karşılık verin. Birinci 48 saatte ne yaptınız? Birinci iki gün ne yaptınız? Neleri ihmal ettiniz?
Ben Pazarcık’a gittim, Gölbaşına gittim, Elbistan’a gittim, İslahiye’ye gittim. Antakya’ya gittim. Her yere lakin her yere gittim. Herkesin ortak cümlesi; ‘İlk 48 saat devlet yoktu’. Kimi yerlerde bu mühlet 72 saat. Birtakım yerlerde 96 saat. Kimi yerlerde 120 saat. Devlet kurumlarını nasıl oldu bu kadar zayıflattınız? 3 gün boyunca, 4 gün boyunca beşerler böylesine nasıl mukadderatlarına terk edildi?”
‘NASIL OLDU DA GÜNLER UZUNLUĞU İŞ MAKİNELERİNİ GÖNDEREMEDİNİZ?’
“Sabah akşam inşaatlarla övünüyorsunuz. Nasıl oldu da günler uzunluğu iş makinelerini sarsıntı bölgesine gönderemediniz? Zelzele bölgesindeki kentlerin girişinde iş makineleri park edilmiş halde dururken neden beşerler günlerce enkaz altında can çekişti, soğuktan donarak öldü?”
‘HERKES BİRİNCİ 48 SAATTE NE YAPTIĞINI ANLATSIN’
“Tekrar tekrar söyleyeceğim: Afet uyumunda misyonlu tüm kurumlar dahil, herkes birinci 48 saatte ne yaptığını çıkıp anlatsın. Bunun karşılığını vermek zorundasınız. Yanıtını alana kadar peşinden koşacağız.”
‘KİM, HANGİ TALİMATI BEKLEDİ?’
“İlk 48 saatte neden tüm arama-kurtarma çalışanı, madenciler, silahlı kuvvetler işçisi afet bölgesinde çalışmalara başlamadı? Kimin kime talimat vermesi gerekiyordu? Kim, hangi talimatı bekledi? Acil müdahale gereken durumlarda birilerinden talimat almak gerekiyor muydu? Birinci 48 saatte ve hatta birinci 72 saatte; kaç enkaza arama kurtarma hedefiyle müdahale edilebildi?”
‘NEDEN HABERLEŞME SİSTEMİ ÇÖKTÜ?’
“Neden haberleşme sistemi çöktü? Bağlantının hayat kurtaracağı birinci saatlerde nasıl oldu da birtakım bölgelerde tüm haberleşme ağı kesildi? Yanıt verin! Tüm bu soruların karşılığını yalnızca yaşadığımız bu afet için değil, önümüzdeki beklenen afetlere hazırlık için de vermek zorundasınız.”
‘BU VEFATLARI ‘KADER PLANI’ DEYİP GEÇMEYECEĞİZ’
“Bu acılara alışmayacağız. Bu vefatları, ‘kader planı’ deyip geçmeyeceğiz. Normalleştirmeyeceğiz. Zelzeledeki vefatları olağanlaştıran bu zihniyeti tarihe gömmenin vakti geldi artık.”
‘MEZAR OLAN O YUVALARA MÜSAADELERİ KİMLER VERDİ?’
“Seneler önce Ahmet Mete Işıkara ‘Deprem öldürmez; bina öldürür’ demişti. Vatandaşlarımıza mezar olan o yuvalara, o binalara ruhsatı, oturma müsaadesini, zelzeleyle ilgili dayanıklılık müsaadelerini kimler verdi? O imar barışından yararlanan ve çöken, yüzlerce beşere mezar olan bina sayısı kaçtı? Bunların hepsi elinizde var. Sormaya devam edeceğiz. Bundan sonra doğal afetlerde Şeymalar ölmesin diye çalışacağız.”
‘TEK TEK YAZMIŞIZ, BİR CÜMLESİNDEN İSTİFADE ETMEMİŞLER’
“Biz çalışıyoruz, durmuyoruz. Hem bugünün yaralarını sarmak için hem de bir daha bu acıların tekrar etmemesi için çalışıyoruz. Afet Aksiyon Planı’nı zelzeleden tam 1 buçuk sene evvel yayınlamışız. Bir ülke afete nasıl hazırlanır, afeti yerinden idareyle nasıl yönetirsiniz, tek tek yazmışız. Bir tek cümlesinden istifade etmemişler.”
‘DEPREM SONRASINDA NELER YAPILACAĞINI HAZIRLADIK’
“Depremin birinci ayında zelzeleyle ilgili bir rapor hazırlayıp yayınladık. Zelzele sonrasında eğitimiyle, sıhhatiyle, iktisadıyla neler yapılacağını hazırladık. 273 unsur sıraladık. Ancak gözleri var, görmüyorlar. Kulakları var, duymuyorlar.”
‘HÂLÂ SIKINTILAR DEVAM EDİYOR’
“Hâlâ barınma sorunu devam ediyor. Hâlâ çadıra ulaşamayanlar var. Konteynerler yetmiyor. Hâlâ tuvalet sorunu, duş sorunu, pak içme suyu sorunu devam ediyor. Gidip görüyorum. Çadır kentleri, çadır bulamayıp hâlâ otomobilde yaşayan insanları görüyorum. Yakılan sobaların dumanı altında zehir solumak zorunda kalan yüzlerce çocuğun olduğu çadır kentleri ziyaret ediyorum. Yazıktır, günahtır, zulümdür.”
KAYNAK : Sözcü
