Antalya’da kent merkezinde 20 bin liraya dayanan konut kiralarını protesto etmek için bir ortaya gelen Kiracılar Dayanışma Platformu üyeleri fahiş kira fiyatlarına karşı basın açıklaması yaptı.
Pandemi ile başlayan, Rusya-Ukrayna ortasında yaşanan savaş nedeniyle tepeye çıkan kira artışları Antalya’da yaşayan insanları evsiz bırakıyor. Kentte fahiş kiralar yüzünden memurlar tayin isterken, kimi vatandaşlarda öteki kentlere göç etmek zorunda kaldı. Antalya’da astronomik kira artışları yüzünde barınma imkanının kalmadığına dikkat çeken Kiracılar Dayanışma Platformu üyeleri kent merkezinde kira fiyatlarını protesto etti. Yapılan basın açıklamasında konuşan Beşkonak Derneği Lideri Hakan Halim Okudan;
“Hakkımız olan barınma gereksinimi hür piyasa iktisadının eline bırakılamayacak kadar önemli bir mevzudur. Antalya’nın memurları tayin istiyor. Antalya’da taban fiyat kazanan vatandaşlar kent değiştirmek durumunda kalmaktadır. Antalya’nın emeklileri kırsala yerleşmek zorunda kalmaktadır. Kiracılar konutlarından dışarıya eşyaları ile atılıyor. Cumhurbaşkanı adayları ülkenin beşerlerine sahip çıkmalı. İnsanlara sahip çıkmadığınız sürece insanlardan oy alamazsınız. Tahliye taahhütnamesini imzalayan kim olursa bizim oyumuz onadır” dedi.
“KİRALARIN BU KADAR YÜKSEK OLMASI, İKTİSADI BÜYÜYEN BİR ÜLKE OLMADIĞI MANASINA GELİR”
Artan kira fiyatları nedeninin ‘ekonomik buhran’ yanlış izlenen göç siyaseti, bir kısmın menfaatinin halkın menfaatinin üstünde tutulması olduğunu söyleyen kiracılardan Şerife Yavuz; “Fahiş kira artışları aslında ekonomik krizin ve buhranın olduğu periyotlarda çok yüksek olur. Bu şunu gösteriyor; Türkiye’de bir ekonomik buhran var ki kiralar bu kadar yüksek. Güya biz iktisadı büyüyen bir ülkeyiz deniliyor. Kiraların bu kadar yüksek olması, iktisadı büyüyen bir ülke olmadığımızı, ekonomik buhranların olduğu manasına gelir. Eşitsizliğinin, gelir adaletsizliğinin olduğu manasına gelir. Bu yaşananlar mevcut olan siyasi iktidarın, güçsüz muhalefetin, yasal boşlukların olduğu adalet sisteminin, fırsatçılık yapan insanımızın, reaksiyonsuz yalnızca kendini düşünen bilinçsiz halkın velhasıl hepimizin hatası ve sorumluluğudur” sözünü kullandı.
“GAYRİMENKULLER YABANCILARIN ELİNDE”
Arz-talep dengesizliğinin altında yatan nedenlerin en başında gayrimenkul stoku geldiğine dikkat çeken Seda Kul ise şunları söyledi; “Gayrimenkul stoku belli ellerde toplandı. Vatandaş bu gayrimenkullerden yararlanamıyor. Orta sınıf kalmadı. Yoksul ve güçlü var. Gayrimenkullerin hepsi zenginlerin ve bilhassa yabancıların elinde. Gayrimenkullerin kimlerin elinde toplandığının kamuoyuna açıklanması lazım. Bomboş duran meskenler var. Türkiye’de sanılanın bilakis konut eksiği değil konut fazlası var. Yani bu adalet, hukuk, eşitlik, vicdan ahlak değil. Dinimizde bir karar vardır’ Komşusu açken tok yatan bizden değildir’ diye. Artık aileler çocuklarıyla birlikte sokaklarda, bankta yatıyor. Bunu hangi ahlaka hangi dine hangi hukuka sığdıracaksınız ki?”
“DIŞ GÖÇ YASAĞI VE KİRA RAYİÇ BEDELİ GETİRME VE İLGİLİ KARARNAMEYİ BİR HAFTA İÇİNDE ÇIKARMAKTIR”
Cengiz Kul, “Buradan tüm Cumhurbaşkanı adaylarına sesleniyoruz. Biz kiracıların mukadderatı olan, tahliye taahhütnameyi imzalamanın nasıl bir his olduğunu anlamaları ve seçildikten sonra bizlerin sıkıntısını çabucak tahlil bulmaları ismine; Tahliye taahhütnamesini ıslak imza ile imzalayıp toplumsal medya hesaplarında paylaşan cumhurbaşkanı adayına oy vereceğimizi kamuoyuna duyururuz. Bu iki husus; balkon konuşmasın da, dış göç yasağı ve kira rayiç bedeli getirme ve ilgili kararnameyi bir hafta içinde çıkarmaktır. Şayet bu unsurları yerine getiremezse koltuktan tahliye edileceğini resmi halde kabul ve beyan etmelerini istiyoruz” diye konuştu.
KAYNAK : Sözcü
