Rusya ve Ukrayna savaşı nedeniyle Antalya’ya başlayan göçle birlikte kiralardaki astronomik artış sürüyor. Kent merkezinde 15 bin liradan başlayan kiralar vatandaşı sokağa çıkardı. Fahiş artışa tepki basın açıklaması ile lisana getirildi
“BARINMA HAKKIMIZ GASPEDİLMESİN”
Kira artışları nedeniyle kiracı ve mesken sahipleri ortasında hasımlık yaşandığını belirten Kiracılar Dayanışma Platformu üyesi Cengiz Kul, şunları söyledi; “Kiracı ile mesken sahibi ortasında geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olayda mesken sahibi bin 500 tl olan kira bedelini aniden on iki bin TL ye çıkartarak kiracısını meskenden atmak istedi. Üstelik kiracının eşinin komada ağır bakımda olduğunu bile bile kapı dışarı edip sokağa atmak istedi. Ülkemizin geldiği son durum bu ve zalimce vahim bir husus.
Yarın burada bulunan rastgele bir kiracının başına neyin geleceğini bilmeden her an kaygı ve gerilim ile yaşayan kiracılar olarak buradan hükümetiyle, muhalefetiyle tüm meclise haykırıyoruz. Bu yarayı acilen sarın, sesimizi duyun, yasal düzenleme getirin. Çocuklarımızla, eşimizle daima birlikte ruhsal travma yaşar hale geldik. Bu kabustan kurtulmak istiyoruz. Yetkilileri hemen misyona davet ediyoruz. Bu ülkenin öz evlatları olarak barınma hakkımızın gaspedildiği bir ortamda yaşamak istemiyoruz. En temel hakkımızı bile sağlayamayan bir idaresi istemiyoruz.
Kendi maaşımızla barınma, besin, eğitim, sıhhat, toplumsal gereksinimlerimizi karşılayabileceğimiz gelir adaleti istiyoruz. Bunu sağlayabileceğini düşünen kim varsa halka kelamını versin istiyoruz. Aksi takdirde kiracılar dayanışması platformu ve temsil ettiği tüm mağdur kiracılardan kimse oy beklemesin”
“GERÇEK KALICI TAHLİL İSTİYORUZ”
Fahiş kiralar sebebiyle konut sahibi ve kiracıların karşı karşıya gediğini söyleyen kiracı Şerife Yavuz ise şöyle konuştu; “Öncelik yabancılara konut ve toprak satışı durdurulmalı önüne gelene vatandaşlık verilmemeli. İnşaat odaklı iktisat siyaseti yerine bilim teknoloji üretim odaklı iktisat siyaseti benimsenmeli.
Gayrimenkulun zenginleşme aracı olarak kullanımının engellenmesi için barınma muhtaçlığı dışında fazla alınan konutlardan ve iş yerlerinden tekrar boş olarak tutulan konut ve çatılı iş yerlerinden katlanarak vergi alınmalı. Almanya, Ukraynalı mültecilere bu kentte yaşayacaksın bu işte çalışacaksın yoksa hudut dışı ederim diyor! Neden zira milletini ve iktisadını düşünüyor, ömür standartlarını koruyor. Biz de ülkenin öz evlatları olarak kendi ülkemizde yaşamsal gereksinimlerimizi maaşlarımızla karşılayabileceğimiz bir ortam istiyoruz. Arabulucu, yüzde 25 hudut üzere yara bandı niteliğinde değil gerçek kalıcı tahlil istiyoruz. Yani yasa istiyoruz”
“MAAŞLARIMIZ İLE KONUT KİRASINI ANCA ÖDEYEBİLİYORUZ”
Kentte barınma sorunu yaşadıklarını lisana getiren Burcu Özer,ise; “Kendi öz vatanımızda alın teri döküp kazandığımız maaşlarımız ile konut kirasını anca ödeyebiliyoruz. Bunun en büyük sebebi enflasyon ile birlikte yanlış izlenen göç siyasetidir. Bilhassa 2012 de yürürlüğe giren mütekabiliyet yasasının acil olarak değiştirilmesi gerekmektedir.
Yabancıların Türkiye’den konut alabilmesine imkan tanıyan mütekabiliyet maddesine nazaran yabancı bir kişinin Türkiye’den vatandaşlık alabilmesi için 400 bin dolarlık taşınmaz mülk alması gerekiyor. 2644 sayılı tapu Kanunu’nun 35. Hususu, 18 Mayıs 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6302 sayılı kanun ile değişmiştir. Tapu kanunu m.35 kararı uyarınca Cumhurbaşkanı’nın belirlediği 184 ülke vatandaşı karşılık kuralı aranmaksızın her türlü taşınmazı satın alabilir tekrar yabancı bir kişi, bir ilçenin özel mülkiyette olan emlakın yüzde 10’luk yüz ölçümü kısmını satın alabilir.
Görüldüğü üzere yasa barınma krizine yol açmakla birlikte tıpkı vakitte Türk halkının kültürel kimliğinde derin bir asimilasyona sebep olmaktadır. Bu manada yabancılara konut satışı vatandaşlık uygulaması son bulmalıdır” diye konuştu.
KAYNAK : Sözcü
