
Ali Erbaş'ın Eşine VIP Hac Ayrıcalığı mı? Şok İddia!
Milyonlarca vatandaş hacca gitmek için sıra beklerken, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın eşi Seher Erbaş'ın "VIP" kontenjanından 6. kez hacca gitmesi büyük yankı uyandırdı. Bu durum, Diyanet İşleri Başkanlığı'ndaki ayrıcalıklı uygulamalar konusunu yeniden gündeme getirdi.
VIP Hac Ayrıcalığı İddiaları
Sözcü'de yer alan habere göre, Seher Erbaş'ın 2018, 2019, 2022, 2023 ve 2024 yıllarında da VIP kontenjanından hacca gittiği belirtiliyor. Geçtiğimiz yıl da hac döneminde kuraya girmeden Suudi Arabistan'a giden Erbaş'ın bu ayrıcalığı nasıl elde ettiği merak konusu oldu. Hac ibadetini yerine getirmek isteyen milyonlarca vatandaşın kura sistemiyle belirlendiği düşünüldüğünde, bu durum büyük bir tezat oluşturuyor.
Erbaş ailesinin önce Riyad'a, ardından da Medine ve Mekke'ye geçtiği belirtiliyor. Mekke Din Hizmetleri Ataşeliği tarafından kendilerine tahsis edilen lüks suit odada konakladıkları ve seyahat boyunca Amerikan malı GMC siyah cip kullandıkları iddia ediliyor. Cipin konsolosluğa kayıtlı olmasına rağmen Erbaş ailesine tahsis edildiği de haberde yer alan dikkat çekici detaylardan.
Hac Bekleyen Milyonlar
Suudi Arabistan'ın ülkelere uyguladığı kota nedeniyle hac görevini yerine getirmek isteyenler kuraya tabi tutuluyor. Bu yıl hacca gitmek için 1 milyon 849 bin 584 kişi başvuru yaparken, kura sonucu sadece 84 bin 942 kişi hacca gidebildi. Yaklaşık 2 milyon kişi ise gelecek yılın kurasını bekliyor. Bu durum, Seher Erbaş'ın VIP kontenjanından hacca gitmesinin yarattığı tepkiyi daha da artırıyor.
- 2017 yılında başkan olan Ali Erbaş, ilk hac ziyaretini 2018'de yaptı.
- Suudi Arabistan ziyaretlerinin tümüne eşini de götürdü.
- Bazı gezilerde Seher Erbaş'a koruma polisi de eşlik etti.
- 2020 ve 2021'de Covid-19 salgını nedeniyle hacca gidemedi.
Ayrıcalıklar Tartışma Yarattı
Diyanet İşleri Başkanlığı'ndaki bu tür ayrıcalıklı uygulamalar, kamuoyunda büyük tartışmalara yol açıyor. Milyonlarca vatandaşın eşit şartlarda hacca gitme hayali kurduğu bir ortamda, bazı kişilere tanınan bu tür imkanlar, adalet ve eşitlik ilkeleriyle çelişiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu konuda bir açıklama yapması ve kamuoyunu aydınlatması bekleniyor.
Bu olay, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın şeffaflığı ve hesap verebilirliği konusunda soru işaretleri yaratırken, hac ibadetinin kutsallığına gölge düşürüyor. Umuyoruz ki bu tür olaylar tekrarlanmaz ve tüm vatandaşlar eşit şartlarda hac ibadetini yerine getirme fırsatı bulur.