[ad_1]
Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan 8 Aralık 2023 tarihli ve “Biz, Tek Bir Ümmetiz” bahisli cuma hutbesi paylaşıldı.
BİZ, TEK BİR ÜMMETİZ
Muhterem Müslümanlar!
Bir gün Mescid-i Nebevi’de birkaç sahâbî sohbet ediyordu. Cahiliyeden kalma bir anlayışla birbirlerine karşı ırkçılık ve kabilecilik yarışı
içerisine girmişlerdi. İçlerinden biri Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in çok kıymet verdiği İran asıllı Selmân-ı Fârisî’ye imalı bir formda “Sen hangi
kabiledensin, soyun nedir?” diye sordu. Bunun üzerine Selmân (r.a),
İslam’ın oğlu Selmân’ım.” dedi ve kelamlarını şöyle sürdürdü: “Ben yolumu kaybetmiştim; Allah, beni Peygamberimiz (s.a.s) ile hidayete erdirdi. Ben yoksuldum; Allah, beni Muhammed Mustafa (s.a.s) ile zenginleştirdi. Ben köleydim; Allah, beni Resûlü ile özgürleştirdi.” Bu konuşmalara şahit olan Hz. Ömer, orada bulunanlara “Benim de soyumu öğrenmek ister misiniz?” diye sordu ve şöyle söyledi:
İslam’ın oğlu Ömer’im, İslam’ın oğlu Selmân’ın kardeşiyim.”
Aziz Müminler!
Nice ibretlerle dolu bu hâdise, bize şunları öğretmektedir: Üstünlük ne soyda ne ırktadır. Gerçek üstünlük, Allah’a layıkıyla kul olmaktır.
Hakiki izzet, İslam ile gurur bulmaktır. Asıl kardeşlik, ümmet şuuruyla hareket etmektir.
Kıymetli Müslümanlar!
Ümmet-i Muhammed olmak, “Doğrusu ümmetiniz, tek bir ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim. Öyleyse bana ibadet edin.”1 ayetineuyarak tevhide dayalı İslam inancına sarılmaktır. Zalimlere karşı vahdete dayalı iman kardeşliğini kuşanmaktır.
Peygamberimizin ümmeti olmak, “Siz, beşerler için ortaya çıkarılmış en güzel ümmetsiniz. Güzelliği emreder, berbatlıktan menedersiniz ve Allah’a inanırsınız…”ayeti mucibince hakkın önderliğini, hakikatin rehberliğini yapmaktır. Adaleti ve düzgünlüğü bütün insanlara ulaştırmak, zulmü ve berbatlığı ortadan kaldırmak için uğraş göstermektir.
Allah Resûlü (s.a.s)’in ümmeti olmak, tek yürek yekvücut olmaktır. Mümin kardeşimizi düşmanın insafına terk etmemektir. Onu yalnız ve
çaresiz bırakmamaktır. Peygamber Efendimiz(s.a.s)’in “Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu düşmana teslim etmez…”3 hadisini hayatımızın her alanında şiar edinmektir.
Değerli Müminler!
Birlik ve beraberlik içerisinde olması gereken ümmet, maalesef bugün parçalanmış durumdadır. Fitne, fesat ve tefrika ateşiyle yanmaktadır.
Dünyanın farklı bölgelerinde Müslümanlar, ayrımcılık, ötekileştirme ve türlü baskılara maruz kalmaktadır. Hak ve hukuk tanımayan zalimler,
ümmet-i Muhammed’in bu dağınıklığından yürek bulmaktadır. Kin ve nefretten beslenen caniler, dünyanın gözü önünde Müslümanlara hayâsızca saldırmaktadır. Ümmetin sessizliğinden güç alan katiller, Filistin’de bayan, erkek, yaşlı, bebek ayrımı gözetmeden günahsızların üzerine zalimce bombalar yağdırmaktadır. Bununla da yetinmeyen insafsızlar, insani yardımlara mani olmakta, mazlumları bir lokma ekmekten, bir yudum sudan yoksun bırakmaktadır. Kelamda insan hakları savunucuları ise İslam beldelerindeki katliam ve soykırımlara gö yumarak, insani pahaların ayaklar altına alınmasına ses çıkarmayarak zalimlere dayanak olmaktadır.
Öyleyse Aziz Müslümanlar!
Her türlü ihtilafı ve farklılığı bir kenara bırakarak İslam kardeşliğini temel alalım. İnancımız, ibadetlerimiz, ahlakımız, bütün kelam ve
davranışlarımızla dinimizi en hoş biçimde temsil edelim. Ümmet olma şuurumuzu her daim canlı tutalım. İmanımızdan aldığımız gücümüzü,
İslam’dan aldığımız izzetimizi, kardeşliğimizden aldığımız kuvvetimizi koruyalım. İşte o vakit ümmet coğrafyamız, zalimlerin zulmünden,
hainlerin ihanetinden kurtulacaktır. Garipler sevinecek, yetimlerin yüzü gülecek, çaresizler deva bulacaktır. Hutbemi Allah Resûlü (s.a.s)’in ümmet olma mesuliyetimizi hatırlatan şu hadis-i şerifiyle bitiriyorum: “Birbirinizle üstünlük yarışı içine girmeyin. Birbirinize haset etmeyin. Birbirinize kin beslemeyin. Birbirinize sırt çevirmeyin. Ey
Allah’ın kulları! Kardeş olun!”
[ad_2]