İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, 23 Haziran 2018 günü saat 14.10 sıralarında 11-12 yaşlarında üç çocuğun Alibeyköy Barajı’na girdikleri ve çıkamadıkları belirtildi.
Çocuklardan Nurullah Yanar’ın bir vatandaş tarafından çıkarıldığı, hastaneye kaldırıldığı lakin hayatını kaybettiği, başka iki çocuğun ise baraj suyu tabanına battıklarının tespit edildiği kaydedildi. Su altı arama takımının tabirlerine nazaran, başka iki çocuğun ise görüşün hiç olmadığı, derinliği 5 metre olan karanlık suda el yordamıyla yapılan aramada bulundukları anlatıldı.
İKAZ TABELASI VARDI
İddianamede, olay yeri inceleme raporunda “Barajın etrafında, içerisinde ve kayalık yeşil alanda aşikâr uzaklıklarda kırmızı tabela üzerinde ‘Gölete girmek tehlikelidir’ ibaresinin yazılı olduğu, fotoğraf ve kamera çekimlerinin yapıldığı söz edildi. Ölen çocukların babaları Rıdvan Yanar ve Osman Altay’ın ambulans ve dalgıçların çok geç geldikleri ve baraj etrafında kâfi tedbir alınmadığı gerekçesiyle şikayetçi oldukları iddianamede yer aldı.
ŞİKAYETÇİ BABANIN TABELA YENİ İDDİASI
Çevre Mühendisi İş Güvenliği Uzmanı tarafından uzman raporunda, göle girmenin tehlikeli olduğuna dair makul aralıklarla konulmuş pek çok tabela olduğu ve çeşitli kamu kurumlarına göle girmenin can güvenliği açısından tehlikeli olduğunun belirtildiği broşürlerin dağıtıldığı belirtildi.
Ancak şikayetçi babalardan Rıdvan Yanar ise “Tabelaların çok yeni, yıpranmamış, güneş ışığına maruz kalmadığını ve baraj etrafındaki çit ve bariyerlerin de olaydan sonra takıldığının, gerekli tedbirlerin olay tarihinde alınmamış olduğunu” belirterek itirazda bulunduğu belirtildi.
İBB RAPORU: İSKİ ÖNLEM ALDI
İddianamede, farklı bir İş Güvenliği Uzmanı tarafından da İSKİ sorumlusunun asli derecede, ölenlerin anne ve babalarının ise tali kusurlu olduklarının, ölenlerin kusursuz olduğuna dair rapor verildiği anlatıldı. İBB Teftiş Konseyi Başkanlığında müfettişinin hazırladığı raporda da, barajlardaki güvenlik ve emniyet konusunda yasal düzenlemelerin bulunmadığı, buna karşın İSKİ tarafından gerekli önlemlerin alındığı, uzman raporlarında İSKİ yetkililerinin kusursuz olduklarının belirtildiği, illiyet bağının bulunmadığı kuşkulu İSKİ Genel Müdürlüğü Avrupa Havza Muhafaza Şube Müdürü V.S.’nin 4483 sayılı Memurların Yargılanması Hakkındaki Kanuna tabi olmadığı kaydedildi.
Bilirkişi heyet raporunda ise, İSKİ yetkili müdürlüğüyle birlikte İBB sorumluluğu altında olduğu, her ne kadar uyarıcı levha ve tabelaların, çitlerin konulduğu, broşürlerin dağıtılmış olsa da tedbirlerin daima olmadığı, vakit zaman kesildiği, vakit içinde yerleşim alanlarının çoğalmasıyla birlikte Alibeyköy Baraj gölünün yerleşim merkezleri içinde kalması nedeniyle göl etrafında yaşayan insanların çocukları için daha fazla risk oluşturduğundan gerekli dikkat, takip ve itinanın gösterilmediği belirtildi.
Hatta etraf halkın beslediği hayvanların dahi rastgele bir mahzurla müsabakadan baraj gölüne inebildikleri tespit edildiği kaydedildi. Raporda, üç çocuğun da basitçe göle inebildikleri belirtilerek şüphelinin mecburî güvenlik tedbirleri hakkında sevk ve tertibi yapmadığı, yaptırmadığı, vakit için meydana gelen güvenlik zaaflarının dikkate alınmadığı, zaafların da olaydan sonra giderilmeye çalışıldığı, lakin hala güvenlik açığının devam ettiği tabir edildi.
Şüpheli V.S.’nin gerekli güvenlik tedbirlerini vaktin şartlarına nazaran aktif ve sistemli olarak takip etmeyerek asli kusurlu olduğu, çocukların anne ve babalarının tali kusurlu oldukları ve çocukların ise kusursuz oldukları vurgulandı.
AĞIR CEZA MAHKEMESİNDE YARGILANACAK
İddianamede, tüm evrak kapsamından İSKİ Genel Müdürlüğü Avrupa Havza Müdafaa Şube Müdürü olarak vazife yapan kuşkulu V.S.’nin gerekli tedbirleri aldırmayarak üç çocuğun suda boğulmalarına sebebiyet verdiği kaydedildi. Kuşkulu V.S. “Taksirle mevte neden olma” kabahatinden 2 yıldan 15 yıla kadar mahpus cezası istemiyle önümüzdeki günlerde İstanbul Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanacak.
