23 Nisan Bayram mı Yas mı? Çocuk Hakları İhlalleri Alarm Veriyor!
Gündem

23 Nisan Bayram mı Yas mı? Çocuk Hakları İhlalleri Alarm Veriyor!


23 April 20255 dk okuma28 görüntülenmeSon güncelleme: 16 July 2025

Türkiye'de "Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı" olarak kutlanan 23 Nisan, ne yazık ki birçok çocuğun yaşadığı zorlukları bir kez daha hatırlatıyor. Beslenme, barınma, sağlık ve eğitim gibi temel haklardan mahrum milyonlarca çocuk, bu bayramı da hak ihlalleriyle karşılıyor. Her Yer Çocuk Derneği üyesi Sedanur Uğur, Türkiye'nin çocuklar için adeta bir "cehenneme" dönüştüğünü belirtiyor. Peki, bu acı tablo karşısında 23 Nisan'ı nasıl kutlayabiliriz?

Çocukların Yüzü Gülmüyor: İstatistikler Alarm Veriyor

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2024 sonu itibarıyla çocuk nüfusu yaklaşık 22 milyon. Ancak bu çocukların 10 milyonu yoksulluk içinde yaşıyor. Kayıtlı çocuk işçi sayısı 1 milyon 474 bini bulurken, kayıt dışı çalışanlarla birlikte bu rakam 3 buçuk milyona yaklaşıyor. Sadece 2024 yılında 16-17 yaş arasındaki 9 bin 354 kız çocuğu evlendirildi. Bu veriler, çocukların ne denli zor koşullarda yaşadığını gözler önüne seriyor.

  • Yoksulluk: 10 milyon çocuk yoksulluk içinde yaşıyor.
  • Çocuk İşçiliği: Kayıtlı 1.4 milyon çocuk işçi, kayıt dışı ile 3.5 milyona ulaşıyor.
  • Çocuk Evlilikleri: 2024'te 9 binin üzerinde kız çocuğu evlendirildi.

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) verilerine göre ise 12-18 yaş aralığındaki tutuklu çocuk sayısı 173'ü kız çocuğu olmak üzere 4 bin 011. Anneleriyle birlikte cezaevinde bulunan 0-6 yaş aralığındaki çocuk sayısı ise 759. Bu durum, çocukların suçla iç içe yaşadığı ve geleceğe dair umutlarının azaldığı bir tabloyu ortaya koyuyor.

Ölümler ve İhmaller: Çocuklar Hayattan Koparılıyor

Fikir ve Sanat Atölyesi Derneği (FİSA) verilerine göre 2024 yılında en az 777 çocuk önlenebilir nedenlerden dolayı hayatını kaybetti. Bunların 61'i devletin gerçekleştirdiği yaşam hakkı ihlalleri sonucu, 716'sı ise "devletin ihmali" sonucu yaşamını yitirdi. Aynı verilere göre en az 78 çocuk, Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) dahil olmak üzere çalıştırıldıkları yerlerde hayatını kaybetti. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerine göre ise son iki yılda en az 742, 2025'in ilk 2 ayında ise 9 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Bu acı gerçekler, çocukların korunması ve haklarının güvence altına alınması için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini gösteriyor.

Sedanur Uğur'dan Çarpıcı Açıklamalar

Her Yer Çocuk Derneği üyesi Sedanur Uğur, 23 Nisan dolayısıyla ülkedeki çocukların içinde bulunduğu vahim duruma dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

Çocuklar için kutlanacak bir günün olmadığını belirten Sedanur Uğur, Türkiye’nin çocuklar için “cehenneme” döndüğünü söyledi. Aşı vurulmadığı için ölen çocuktan çalıştırılırken ölen çocuğa kadar birçok gündemle güne uyandıklarını dile getiren Sedanur Uğur, "Ölümler ve çocuk hakları ihlalleri her geçen gün artıyor. Çocukların öldüğü bir ortamda tabi ki bir kutlamadan bahsedilemez. Tıpkı 20 Kasım'da olduğu gibi 23 Nisan'da da kutlama söz konusu değil. İktidarın ve sermayenin bu politikaları devam ettikçe çocuklar ölüyor ve hak ihlalleri devam ediyor. Bunları değiştirirsek ve çocuklardan yana bir politika üretilirse ancak çocukların sağlıklı yaşayabilmesinden veya çocukların oyun hakkından bahsedebileceğiz” diye belirtti.

Uğur, suça sürüklenen çocukların da var olan politikaların bir sonucu olduğuna dikkat çekerek, ekonomik sınıfın çocukların yaşamını belirlediğini ve dezavantajlı sınıflarda yaşayan çocukların küçük yaşta çalışmak zorunda kaldığını vurguladı. Ayrıca, Türkiye'de göçmen çocukların birçoğunun kayıtsız olduğu için görülmediğini ve hiçbir hakka erişemediğini belirtti.

23 Nisan, çocukların bayramı olmaktan çok, onların yaşadığı zorlukları ve hak ihlallerini hatırlatan bir gün haline geldi. Çocukların sağlıklı, mutlu ve güvende yaşayabileceği bir gelecek için hep birlikte mücadele etmeliyiz. Ancak bu şekilde 23 Nisan'ı gerçek anlamda bir bayram olarak kutlayabiliriz. Çocukların haklarını korumak ve onlara umut dolu bir gelecek sunmak, hepimizin sorumluluğundadır.