[ad_1]
Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komitesi’nde, 2024 Yılı Merkezi İdare Bütçe Kanunu Teklifi ve 2022 Yılı Merkezi İdare Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin geneli ile Sayıştay raporları üzerinde yapılan görüşmelerde milletvekillerinin sorularını ve tenkitlerini yanıtladı.
Bütçeyi, vatandaşın refahını artıracak, verilen kelamları yerine getirecek, inanç ve istikrar iklimini tahkim edecek yapıda hazırladıklarını söyleyen Yılmaz, Türkiye’nin muhtaçlık duyduğu yatırımlara kaynak ayıran bütçenin, toplumsal yapıyı güçlendiren önceliklere nazaran tasarlandığını belirtti.
Yılmaz, bütçede, toplumun tüm bölümleri ve ülkenin tüm yörelerinin gözetildiğini söz ederek, “2024 yılı bütçesi periyodunda temel önceliğimiz, zelzeleyle yıkılan kentlerimizi daha âlâ biçimde, tekrar ayağa kaldırmak, geleceğe dönük afet risklerini azaltmaktır.” sözünü kullandı.
Bütçe ile makroekonomik ve fiyat istikrarını sağlamayı amaçladıklarını aktaran Yılmaz, bütçenin tıpkı vakitte güç ve besin arz güvenliği, iklim değişikliği ve dijital dönüşüm üzere alanlarda Türkiye’nin elini daha da güçlendirecek yapıda olduğunu kaydetti.
Cevdet Yılmaz, “2024 yılı bütçemizde yatırımlara ayırdığımız kaynağı 1 trilyon 592,9 milyar liraya yükseltiyoruz. Bu meblağ 2024 yılı bütçemizin yüzde 14,4’üne denk gelmektedir.” bilgisini verdi.
Zelzele harcamaları
Deprem harcamalarının 2024’te de bütçede ağır formda yer aldığını belirten Yılmaz, bu kapsamda öngörülen ödeneğin 1 trilyon 28 milyar lira civarında olduğunu bildirdi.
Yılmaz, bu yıl ve gelecek yılki bütçe açığının değerli kısmını zelzele harcamalarının oluşturacağını tabir ederek, bu harcamaların 2025’ten itibaren azalacağını lisana getirdi.
Cevdet Yılmaz, Aydın’da KYK Güzelhisar Kız Öğrenci Yurdu’nda arızalanan asansörün düşmesi sonucu hayatını yitiren Zeren Ertaş’a Allah’tan rahmet, ailesine sabır dileyerek, olaya ait gerekli incelemelerin sürdüğünü, bu çeşit acı hadiselerin siyasete mevzu yapılmaması gerektiğini söyledi.
“En büyük haksızlığı Kürtlere yapmış olursunuz”
Bazı HEDEP milletvekillerinin “savaş bütçesi” halindeki nitelendirmelerine reaksiyon gösteren Yılmaz, Türkiye’nin “savaş” içinde olmadığını, hudutların içinde ve dışında terörle çaba ettiğini vurguladı.
Yılmaz, bunun “Kürt düşmanlığı” olmadığının altını çizerek, “Kürt düşmanlığı yapmıyoruz tam bilakis PKK ile çaba ediyoruz. PKK ile çabayı ‘Kürt düşmanlığı’ diye tanım ederseniz en büyük haksızlığı Kürtlere yapmış olursunuz. PKK, Kürtlerin temsilcisi değildir, DEAŞ da Müslümanların temsilcisi değildir.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin Orta Doğu ve komşularındaki gelişmelerle ilgilenmesinin pek doğal olduğunu söyleyen Yılmaz, sorgulanması gerekenin emperyalist niyetlerle binlerce kilometre uzaktan gelerek bölgeyi dizayn etmeye çalışanlar olduğunu söyledi.
Yılmaz, Türkiye’nin “kimlik siyaseti” yapmadığını, ırkçı bir anlayış içinde olmadığını, ülkeyi parçalamaya çalışanlarla ise gayretlerini sonuna kadar sürdüreceklerini belirtti.
Bazı milletvekillerinin “Kürt illeri” tabirini kullanmasını eleştiren Yılmaz, bir ili etnik formda tanım etmenin hakikat bir yaklaşım olmadığının altını çizdi.
Düzenli göçle ilgili soruyu yanıtlayan Yılmaz, “Esas olarak mesleksel eğitimi geliştireceğiz, gereksinim duyduğumuz marifetleri artıracağız, kayıt dışılıkla uğraş edeceğiz. Bütün bunları yaptığımız halde ülkemizde belirli alanlarda açık oluşuyorsa bunu rastgele olmadan, sistemli, aşikâr bir tahlile dayalı biçimde açık olan alanları tespit edip gidermemiz iş gücümüze ziyan doğurmayacaktır, tam bilakis ulusal gelirimizi artırıcı tesirle toplumsal refahımıza katkıda bulunacaktır.” biçiminde konuştu.
Yılmaz, Türkiye’deki yabancılara ait medyada dolaşan sayıların hakikat olmadığını bildirerek, “Geçici müdafaa kapsamındaki Suriyeli nüfus 3 milyon 264 bin 248, ikamet müsaadesi sahibi yabancı 1 milyon 136 bin 114, memleketler arası müdafaa müracaat ve statü sahibi kapsamındaki yabancı 256 bin 573. Münasebetiyle ülkemizde toplam 4 milyon 656 bin 935 yabancı bulunmaktadır.” bilgisini verdi.
Borçlanmayla ilgi soruya cevap veren Yılmaz, Avrupa Birliği (AB) tarifli Genel İdare Borç Stoku’nun 2023’ün ikinci çeyreğinde yüzde 34 düzeyinde gerçekleştiğini belirtti.
Yılmaz, vergi istisna, muafiyet ve indirimlerinin fiyatlı, engelli, esnaf, çiftçi üzere toplumsal kısımlara, yatırım, üretim, istihdam, tarım, AR-GE, eğitim ve yurt içi tasarrufları geliştirenler ile spor, kültür ve sanat üzere alanlara yönelik olduğunun altını çizdi.
“Tedbirlerimizin tam yıl tesirini göreceğiz”
AK Parti hükümetleri ve Cumhur İttifakı’nın mali disipline çok büyük değer verdiğini belirten Yılmaz, geçmişe nazaran bütçe açıklarını epey aşağı düzeylere çektiklerini ve bunun da istikrara katkı yaptığı söyledi.
Yılmaz, bu yıl ve gelecek yıl bütçe açığında süreksiz bir yükseliş olduğunu söz ederek, sonraki yıllarda daha istikrarlı bir yapı görüleceğini ve devir sonunda faiz dışı fazla da veren bir yapı içinde bütçeyi yöneteceklerini kaydetti.
Bütçede, birçok kalemin esnek olmadığını lisana getiren Yılmaz, “Tasarruf genelgelerimiz var. Buralarda Hazine Maliye Bakanı’mız fiilen burada gelen talepleri çok titiz bir halde inceliyor. Cumhurbaşkanı’mızın da genelgesi var. Onu da her fırsatta kurumlarımıza hatırlatıyoruz. Temel olan verimliliktir diye ben tabir ediyorum kamu harcamalarında.” halinde konuştu.
Yılmaz, “ÖTV ve KDV’lerin ne olacağına” ait soruya, “Şimdiden bir şey söylememiz mümkün değil. Bütçede toplu sayılar veriliyor. Bunların alt ögelerinin nasıl gerçekleşeceği tabir edilmiyor. Münasebetiyle yıl içindeki değerlendirmelere bağlı konular.” karşılığını verdi.
“Vergilerle ilgili yüzde 70 artış var. Bu nasıl oldu?” sorusu üzerine ise Yılmaz, şunları söyledi:
“Birincisi bu yıl birtakım önlemler aslında aldık. Gelir önlemleri. Bütçemizi uygunlaştırmak için. Bunların 2023’e tesiri yarım yıl oldu. Gelecek yıl tam yıl tesirini göreceğiz gelir önlemlerinin. Hasebiyle vergi gelirlerindeki artışımızın bir kısmı tam yıl tesiri olacak. Önlemlerimizin tam yıl tesirini göreceğiz.
İkincisi tahsilatı hızlandırma ve bu mevzuda bilhassa dijital imkanları kullanma konusunda Hazine Maliye Bakanlığımızın çalışmaları var. Üçüncüsü kayıt dışı iktisatla ilgili yeniden Hazine Maliye Bakanlığımız, Toplumsal Güvenlik Kurumu başta olmak üzere önemli bir gayret sarf etme amacımız var. Dördüncüsü olağan fiyat artışları, enflasyon, sarfiyatları arttırdığı üzere gelirleri de etkiliyor, arttırıyor.”
“Merkez Bankamız bir bütünlük içinde yönetme imkanına kavuşmuş oldu”
Yılmaz, Kur Muhafazalı Mevduat’ın (KKM) bütçedeki kısmının yıl ortasında yapılan bir düzenlemeyle Merkez Bankasına aktarıldığını hatırlatarak, şöyle devam etti:
“Daha evvel modüllü bir yapı vardı. Merkez Bankası bir kısmını takip ediyordu, bir kısmı bütçeden. Bütçedeki kısmı sonlandırıp Merkez Bankası’na aktardık. Bununla ne yapmış olduk? Bütçe üzerinde en azından belirsizlikleri azaltmış olduk. Öngörülebilirliği arttırmış olduk. Daha bütüncül bir idareye kavuşmasını sağladık.
Merkez Bankamız bir bütünlük içinde yönetme imkanına kavuşmuş oldu. Fakat Merkez Bankasının açıklama kurallarıyla, bütçedeki açıklamalar farklı biliyorsunuz. Bir dış kontrol var zannediyorum. Merkez Bankası Başkanı’mız da herhalde izah etti Plan ve Bütçe Kurulu’nda. Merkezi İdare Bütçesi toplam kamunun aşikâr bir kısmını oluşturuyor, tamamını değil. Burada Merkez Bankası kur istikrarını da gözeten, bununla ilgili sorumlulukları olan bir kurum olarak KKM’yi yönetmesi daha manalı.
BDDK’yla, tekrar bankacılık bölümüyle birlikte finansal piyasaları da gözeten bir anlayış içinde bu süreçleri yönetmesinin daha manalı olduğunu düşünüyorum. Sonuç itibariyle Merkez Bankası’nın karlılığı, vergi ödeme-ödememe sıkıntılarıyla birlikte toplam kamu istikrarlarını de etkileyecektir. Burada değerli olan idaresinde bir birlik sağlamak, daha tesirli, bütüncül bir idareye kavuşturmak.”
Komisyonda, görüşmelerin akabinde 2024 Yılı Merkezi İdare Bütçe Kanunu Teklifi ve 2022 Yılı Merkezi İdare Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin hususlarına geçilmesi oylanarak kabul edildi. Daha sonra bütçe ve kesin hesap kanun tekliflerinin birinci ve ikinci hususları okundu.
Ekonomi > Genel
HABER İÇERİĞİ : Dünya
[ad_2]
