[ad_1]
Milas’a bağlı İkizköy’de bulunan Akbelen Ormanı’ndaki kömür maden alanının genişletilmesine ait köylüler ve çevrecilerin reaksiyonlarına karşı ortak açıklama yapmak üzere Yeniköy- Kemerköy termik santrallerinin çalışanları ve aileleri bir ortaya geldi. Santral bahçesindeki futbol alanında toplanan yaklaşık 2 bin 500 kişi, biri Atatürk portreli iki Türk bayrağı açtı. Kalabalık, akabinde ellerindeki ‘Evimizde huzur istiyoruz’, ‘Ekmeğimize sahip çıkıyoruz’, ‘Yerli ve ulusal güç engellenemez’, ‘Anne, babam işsiz mi kalacak?’, ‘Biz halk değil miyiz?’, ‘Babam işsiz kalmasın’ yazılı pankart ve dövizlerle santral girişine kadar yürüdü. Yürüyüş sırasında, ‘Emeğe uzanan eller kırılsın’, ‘İş, ekmek yoksa barış da yok’, ‘Direne direne kazanacağız’ sloganları attı. Küme ismine çalışanlar tarafından açıklama yapıldı.
‘İKİ SANTRAL TÜRKİYE’DEKİ TOPLAM GÜCÜN YÜZDE 2,5’İNİ ÜRETİYOR’
Yaşanan süreçle ilgili açıklama yapan YK Güç Genel Müdürü Mesut Serhat Dinç, “Günlerdir içinde olmayı hiç istemediğimiz, bizim dışımızda herkesin konuştuğu, eksik, yanlış bilgilerin havada uçuştuğu bir dezenformasyon sürecinin içindeyiz. ‘Santraller kapatılsın’ diyen de var bu mevzuyu yalnızca ‘ağaç’ boyutuyla tek olarak anlatan da. Haklı olarak bu ortamda, bugün burada daima birlikte biz de kendimizi anlatmak istiyoruz. Öncelikle Türkiye’nin ulusal kıymetleri olan bu santraller ülkemizdeki toplam güç üretiminin yüzde 2,5’ini karşılıyor. Bu çok büyük bir sayı. Yani ülkemizdeki her 40 haneden biri Yeniköy ve Kemerköy santrallerinde üretilen güç ile aydınlatılıyor. Bizler, 1980’li yılların sonunda devletimiz tarafından kurulan bu santrallerin ülkemize katkı sunması için canla başla çalışıyoruz. Ortamızda yıllarını bu santrallere adamış isimler var. Kimilerinizin babası kimilerinizin dedesi buradan emekli oldu. Hatta şu an birebir aileden birlikte çalışan onlarca mesai arkadaşımız var” dedi.
Şu an santrallerinde çalışan 3 bini aşkın kişinin ve ailelerinin işlerini kaybetme korkusu yaşadığını bildiğini vurgulayan Dinç, “Çocuklarına âlâ bir gelecek vermeye çalışan bizleri, görmezden geliyorlar. Meğer onlar şunu bilmiyorlar ki bu santralde çalışanların büyük bir kısmı burada doğdu, burada büyüdü, burada aile kurdu ve bundan sonra da burada yaşamaya devam etmek istiyor. Lütfen sesimizi duyuralım. Dışarıdan gelip hepimiz ismine konuşan ve yazgımızı belirlemek isteyenler var. Buranın gerçek sahibi ve sakini bizleriz. Mukadderatımızla ilgili oburlarının karar vermesine müsaade etmeyeceğiz” diye konuştu.
‘ARTIK BİZDE KONUŞMAK İSTİYORUZ’
YK Güç çalışanları ismine açıklama yapan Mustafa Koçak da “Maalesef buraları bilmeyen, birçok dışarıdan gelen birileri bizi ‘doğa düşmanı, vatan haini’ üzere göstermeye çalışıyor. Bu durum hepimizi çok üzüyor, yaralıyor. Artık biz de konuşmak istiyoruz. Bizim de söyleyecek kelamımız var. Zira mevzuyu bilen bilmeyen herkes konuşuyor. Dedelerimiz, babalarımız bu santrallerden emekli oldu. Santralde çalışanların neredeyse yüzde 80’i 90’ı Milaslı ve bu köylerde yaşıyor. Santral sayesinde çoğumuz sigortalı olduk, emekliliğe hak kazandık. Çocuklarımızı okula gönderdik, konutlarımızı yaptırdık, zeytinliklerimize daha düzgün bir biçimde bakmaya başladık” dedi.
‘MANİPÜLASYON KAMPANYASI YÜRÜTÜLÜYOR’
YK Güç’ün dayanağıyla sürdürülen arkeolojik hafriyatlarda vazife yapan arkeolog Ezgi Karaman da kelam alarak şunları söyledi:
“2006 yılından beri maden alanlarının içinde yer alan bölgede hafriyatlar sürdüren grupta çalışıyorum. Yalnızca ben değil, 94 kişi çalışıyoruz. 75 kişilik emekçi takımımızda ise Milas köylerinde yaşayan 34 bayan çalışanımız bulunuyor. Arkeolojik kazılarla ilgili olarak son günlerde gerçeklikle ilgisi olmayan bir manipülasyon kampanyası yürütülüyor. Milaslı bayanların emeği yok sayılmaya, değersizleştirilmeye çalışıyor. İnsanlığın ortak mirası kültürel pahaların gün yüzüne çıkarılması için çalışmalarımıza devam etmek istiyoruz. Burada yaşayan ve çalışanlar olarak biz de sesimizin duyulmasını istiyoruz.”
‘ÇOCUKLARIMI İŞİM SAYESİNDE OKUTUYORUM’
Eyleme bölge esnafı da takviye verdi. Ali Gökbel, yıllardır Yeniköy Termik Santrali’nde çalışanları servis aracıyla taşıyıp, ekmeğini kazandığını belirtip, “Çocuklarımı, buradan kazandığım parayla büyütüp, okutuyorum. Santrallerin kapanması durumunda bu bölgenin bakkalı, kasabı, manavı nasıl mağdur olacaksa ben ve ailem de mağdur olacak. Buralardan göç etmek, öteki vilayetlerde çaba etmek zorunda kalacağız. Yalnızca servis çekenler değil, bölgedeki tüm esnaf bundan berbat etkilenir” dedi.
KAYNAK :Hürriyet
[ad_2]
