Asgari Fiyat Tespit Komisyonu’nda emekçiyi temsil eden Türk-İş’in Genel Sekreteri ve Türk Metal Sendikası Genel Lideri Pevrul Kavlak, devam eden taban fiyat görüşmelerine ait yeni açıklamalarda bulundu.
Bursa 1 Nolu Şube 4. Olağan Genel Heyeti’nde konuşan Kavlak, “Buradan ilan ediyorum. İşte 2023 mukavelesi geliyor. Ben artık o TÜİK sayılarıyla masaya oturmam. O sayılarla pazarlık yapmam” dedi.
“O masada bu kere, hepimizin canını yakan, canından bezdiren, vergi oranlarıyla ilgili değişiklik talep edeceğiz” diyen Kavlak, “Bu adaletsizliği sarfiyatın diyeceğiz. Kâfi artık canımıza tak etti diyeceğiz” diye konuştu.
‘BU ÜLKEDE İŞÇİNİN KRİZİ VAR’
Kavlak, “Herkes şunu âlâ bilsin, bu ülkede işçinin krizi var” diyerek TÜİK datalarına ilişkin şunları söyledi:
“Her üç ayda bir TÜİK tarafından Türkiye’nin büyüme sayıları açıklanıyor. TÜİK’in açıklamasına nazaran, yılın birinci çeyreğinde, Türkiye yüzde 7,3 oranında büyümüş. Bu büyümeden, sermaye yüzde 47,6 hisse almış. Biz, yani işçiler yalnızca yüzde 31,2 hisse almışız.
İkinci çeyrekte, Türkiye yüzde 7,6 oranında büyümüş. Sermaye yüzde 54 hisse alırken, bizim hissemiz tekrar küçülmüş, yüzde 25,4’e gerilemiş. Üçüncü çeyrekte, Türkiye bu sefer yüzde 3,9 oranında büyümüş. Sermaye hissesini yeniden artırmış. Yüzde 55’e ulaşmış.
Biz yerimizde saymışız, hissemiz tekrar yüzde 26,3’te kalmış. Büyümeden bu kadar hisse alan için bu ülkede elbette ekonomik kriz falan olmaz. Bu ülkede, adaletsiz gelir dağılımı var. Adaletsiz vergi siyasetleri var. Bizim cebimizden alınıp, bir avuç zenginin cebine konanlar var. İşsizlik var. Yoksulluk var.”
‘CANIMIZI MI ALACAKSINIZ?’
Bu nizamın bankada parası olanları koruduğunu belirten Kavlak, “Alın teri dökenlerin. Emek verenlerin. Helal ekmeğinin peşinde koşanların. Bu ülkede mülteciler kadar bedeli yok.” tabirlerini kullandı. Sanayide elektriğe yüzde 400, doğalgaza yüzde 264 artırım geldiğini hatırlatan Kavlak, “Gözünüz doymadı mı? Bizden daha ne alacaksınız? Canımızı mı alacaksınız?” diyerek reaksiyon gösterdi.
‘SİZ HANGİ ENFLASYONDAN KELAM EDİYORSUNUZ’
TÜİK’in harcama paketi üzerinden açıkladığı enflasyon sayılarının personellerle hiçbir ilgisinin bulunmadığını savunan Kavlak, “Ocak ayından bu güne, yani neredeyse son bir yılda, doğalgaza yüzde 264, elektriğe yüzde 184, akaryakıta yüzde 312 artırım gelmişken. Başta ekmek olmak üzere tüm besin eserlerinin fiyatları artmışken, siz hangi enflasyondan kelam ediyorsunuz?..” dedi.
‘GEREKİRSE RESMİ OLARAK TÜİK’E BAŞVURACAĞIM’
TÜİK’in sayılarına kimsenin inanmadığını kaydeden Kavlak, şöyle devam etti:
“Aralık başında enflasyon yüzde 84 açıklandı. Devletin her yıl açıkladığı tekrar değerleme oranı var ya… Hani, köprü geçişlerine, trafik cezalarına, pasaport harçlarına yapılan güncelleme, yüzde 123 olarak açıklandı. Neden? Zira devletimiz diyor ki, bu sayının altında açıklarsam, devlet ziyan eder.
Aslında ‘enflasyon en az bu kadar’ demek istiyor. Gerekirse, resmi olarak TÜİK’e başvuracağım. Biz, Çalışanların Geçim Endeksinin açıklanmasını, enflasyon paketinin, bizim temel harcamalarımıza nazaran yapılmasını istiyoruz. Farklı bir endeks talep ediyoruz. Bu kadar açık. Bu kadar net.”
‘ARTIK BİZ SABİT DEĞİL, AZALAN GELİRLİYİZ’
Kavlak, “Geçtiğimiz hafta, Türk-İş’te düzenlediğim basın toplantısında da ısrarla lisana getirmiştim. Bugün Türkiye’de fiyatlı çalışanlar üzerinde ağır bir vergi yükü var. Yılın başında aldığımız net fiyat, vergi kesintileri nedeniyle ilerleyen aylarda giderek azalıyor. 2002 yılında gelir vergisi tarifesi brüt taban fiyatın 22,9 katı iken, bugün yalnızca 4,9 katına denk geliyor. Her geçen yıl bizim fiyatlarımız eksiliyor. Evvelce ücretliler ‘Sabit Gelirli’ olarak tanımlanırdı. Bugün bu vergi sistemiyle, artık biz azalan gelirliyiz” tabirlerini kullandı.
‘GEREKİRSE SİZİ MEYDANLARA ÇAĞIRACAĞIZ’
“2002 yılında, vergi matrahının 1. dilimi 22,9 brüt minimum fiyattı. Yani bugünkü brüt minimum fiyat olan 6 bin 471 lirayla, bu matrah 150 bin liraya denk geliyordu” diyen Kavlak, kelamlarını şöyle noktaladı:
“Peki, bugün bu türlü mi? Bugün verginin birinci dilimi 32 bin lira. Yani neredeyse 4,9 minimum fiyat. Bizim üyelerimiz üçüncü ayda yüzde 20’ye yedinci ayda yüzde 27 vergi dilimine geliyor. Yıl sonunda da yüzde 35 oranında vergi ödüyor. Sigorta primi kesintisini, işsizlik ödeneği kesintisini de ekleyince neredeyse her ay fiyatımızın yarısından fazlası gidiyor.
O da yetmiyor, fiyatımızın kalanıyla çarşıya pazara gidiyoruz yüzde 18 KDV ödüyoruz, Özel Tüketim Vergisi ödüyoruz. Telefon kullanıyoruz bağlantı vergisi ödüyoruz. Konutumuz varsa emlak vergisi, otomobilimiz varsa araba vergisi ödüyoruz. Yani, ödüyoruz Allah ödüyoruz. Yahu Allah aşkına, bu türlü bir şey olur mu? Bu türlü haksız bir sistem, kabul edilebilir mi? Emekçinin, işçinin sırtına bu kadar binilir mi?
Biz artık adil bir vergi sistemi istiyoruz. Vergi oranları ile gelir vergisi tarifesinde işçiler lehine düzenlemeler istiyoruz. İşte, o masada bunların uğraşını vereceğiz. Fakat o masada yalnız olmayacağız. O masada sizler de bizimle olacaksınız, güç vereceksiniz. Gerekirse sizi meydanlara çağıracağız… Gelecek misiniz? O halde düşün peşimize… Düşün peşimize…”
