[ad_1]
Şimşek, ticaretin büyümenin motoru olduğunu lakin dünyanın birçok bölgesinde global ticarete yönelik kısıtlamalar uygulandığını lisana getirdi.
Bakan Şimşek, dünyada artan yaşlılığın global büyümeye de olumsuz tesirinden bahsederek, Türkiye’nin bu alanda kıymetli bir avantaja sahip olduğunu, bu durumun da hizmet bölümüne ve turizme müspet tesir ettiğini bildirdi.
Küresel ekonomiyi olumsuz etkileyen sorunlar noktasında Türkiye’nin kıymetli avantajlara ve fırsatlara sahip olduğunu vurgulayan Şimşek, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Jeopolitik pozisyonumuz sayesinde dost ve yakın ülkelerden tedarikte en düzgün adaylardan birisiyiz. Gelişmekte olan ülkelerle kıyaslandığımızda, güçlü bir büyüme performansı gösteriyoruz. Ayrıyeten bu performansı gösterirken, borçluluk düzeyimizi de öteki ülkelere kıyasla da düşük tutmayı başardık. Dünya nüfusunun süratle yaşlandığı bir periyotta görece genç ve dinamik nüfus yapımız bizi başka ülkelerden olumlu ayrıştırıyor.”
“İklim değişikliği ile çabada gerekli adımları atacağız”
Bakan Şimşek, global iklim değişikliğinin milletlerarası ticarete ve memleketler arası yatırımlara negatif tesirinden bahsederek, gelecek devrin en değerli bahislerinden olan iklim değişikliği ile uğraşta de gerekli adımları atacaklarını söyledi.
İklim değişikliğinin yanı sıra dünyanın farklı coğrafyalarında yaşanan çatışmalara işaret eden Şimşek, “Artık en temel kurallara bile hürmet duyulmuyor. Gazze’de olanlara bakın. Birtakım ülkeler ateşkes için bile davette bulunamıyorlar. Buna bile cüretleri yok. Şu anda içinde bulunduğumuz dünya bu türlü bir dünya. Şimdi bir hegemon güç ve öbür pek çok oyuncu yeni sistemin nasıl şekilleneceğini konuşuyor bu da pek çok belirsizlik getiriyor global büyüme için.” yorumunu yaptı.
“Türkiye hala önemli bir büyüme potansiyeli sunmaktadır”
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, Türkiye’nin coğrafik pozisyonunun ülkeye sunduğu avantajlardan bahsederek, büyük bir üretici olan Türkiye’nin yakın ülkelerle bu özelliğini geliştirebileceğini söyledi.
Son 10 yılda Türkiye’nin büyüme performansına işaret eden Şimşek, Hindistan ve Çin haricindeki gelişmekte olan ülkelere nazaran birçok şeyi daha düzgün yaptıklarını vurguladı.
Şimşek, erişilebilir bir pazar olan Türkiye’nin nüfusunun 18 AB ülkesinin toplamından daha fazla olduğunu kaydederek, “Eğer burada biz kendi konutumuzu nizama sokarsak hiçbir ülke Türkiye’yi bu kadar kıymetli bir güçken görmezden gelemez. Türkiye hala önemli bir büyüme potansiyeli sunmaktadır. Fırsatlarımız var fakat avantaj sağlamak için daha fazla şey yapmamız gerekiyor.” diye konuştu.
“Programımızın olumlu yansımaları makro göstergelerde de görülmeye başlandı”
Bakan Şimşek, Türkiye’nin uyguladığı ekonomik programdan bahsederek, “2023 yılı bütçe açığının ulusal gelire oranla yüzde 6’nın altında olmasını bekliyoruz.” dedi.
Sahip oldukları fırsatlardan en güzel biçimde faydalanmak için kapsayıcı bir program uygulamaya başladıklarını vurgulayan Şimşek, şu sözleri kullandı:
“Sürdürülebilir yüksek büyüme, kalıcı refah artışı lakin ve lakin fiyat istikrarı ile mümkündür. Bu sebeple en temel önceliğimiz enflasyonla çabadır. Programız başarılı bir halde işliyor. Programın olumlu yansımaları finansal göstergelerin akabinde makro göstergelerde de görülmeye başlandı. Büyümede dengelenmeye yanlışsız yol alırken cari açık düşüyor, enflasyonda ivme kaybı var ve rezervlerimiz artıyor. Enflasyondaki eğilim hakkında hakikat bilgi veren yıllıklandırılmış çekirdek göstergeler gayelerimiz ile uyumlu seyrediyor. Enflasyon ile uğraş bir süreç işidir, yıllık enflasyondaki düşüş 2024 yılı ortasından itibaren başlayacak.”
“Son devirde ülkemize yönelik yabancı yatırımcı ilgisi arttı”
Bakan Şimşek, sarsıntı harcamalarının bütçe istikrarında süreksiz bir bozulmaya yol açtığını belirterek, mali disiplini yine sağlayacak gelir ve harcama siyasetlerini uygulamaya aldıklarını söyledi.
Para ve maliye siyasetindeki uygulamaların gelecek periyotta kapsamlı yapısal ıslahatlarla destekleneceğini lisana getiren Şimşek, şu açıklamalarda bulundu:
“Son periyotta ülkemize yönelik yabancı yatırımcı ilgisi arttı. Ocak-mayıs devrinde 2,9 milyar dolar çıkış olan portföy yatırımlarına, haziran-eylül devrinde 4,9 milyar dolar giriş oldu. Şimdiki datalar girişin devam ettiğini gösteriyor. Bankacılık bölümü ile banka dışı bölümün dış borç çevirme oranları yükseliyor. Düşen cari açık ve artan sermaye girişi ile rezervlerimiz de artmaya devam ediyor. Mayıs ayına nazaran brüt rezervler 42 milyar dolar yükseldi.”
Şimşek, cari açığın daralmaya devam ettiğini ve bu daralmanın süreceğini kaydederek, para siyasetinin daha fonksiyonel hale geldiğini, 5 yıllık kredi risk priminin (CDS) düşüş eğilimini sürdürdüğünü, reytinglerdeki artışın devam edeceğini, bu gelişmelerin gerçek yolda olduklarını gösterdiğini anlattı.
[ad_2]
