Eğitim sendikaları, Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı iş bırakmaya hazırlanıyor. İktidara yakın sendikalar bile kanunu savunamazken; iş bırakacak sendikalar, imtihanla öğretmenlerin parçalanmasına hizmet edecek, mülakat üzere uygulamalarla onları ayrıştıracak bir ortamın yaratıldığının altını çiziyor.
14 eğitim sendikası 2 Kasım’da Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı bir günlüğüne iş bırakıyor. İş bırakma hareketine on binlerce öğretmenin katılması bekleniyor.
İş bırakma aksiyonuna katılacak 14 eğitim sendikası şöyle: Eğitim-İş, Eğitim Sen, Teç-Sen, Hürriyetçi Eğitim-Sen, Eğitim Gücü-Sen, Anadolu Eğitim Sendikası, Özgür Eğitim-Sen, Eğitim Hak-Sen, Eksen Eğitim-Sen, Ülkü Eğitim-Sen, Eğitim Söz-Sen, Eğitimde Birlik-Sen, Eşit Haklar Sendikası, TÖB-Sen.
Eğitim-Sen Genel Lideri Nejla Kurul
ÖĞRETMENLERE SORULMADAN HAZIRLANDI
Öğretmenler en başta meslek kanunun kendilerinin iştirakiyle hazırlanmadığını, öğretmenleri ayrıştırıcı, iş barışını bozucu sonuçlara yol açabileceğini söylüyor.
SÖZCÜ’ye konuşan Eğitim-Sen Genel Lideri Nejla Konsey, sendika olarak en baştan beri eğitim sendikalarının iştirakiyle hazırlanmayan kanuna karşı çıktıklarını söyledi ve bilhassa öğretmenlik mesleğinin, onurunun değersizleştirildiğinin altını çizerek şöyle dedi:
“Öğretmenler, eşitsiz biçimde imtihanla maaş artışı sağlandığını görüyorlar. Bu durum, mesleksel onurun zedelediğini ortaya koyuyor. En temel talebimiz kanunun geri çekilmesi. Birebir vakitte bunun Anayasa Mahkemesi temelden görüşecek. Danıştay’da da bir evrak var.”
YARGI KARARLARI BEKLENMEDEN İMTİHAN SÜRECİ BAŞLATILDI
Kurul devamında, “Ama bu iki karar beklenmeden Ulusal Eğitim Bakanlığı imtihan sürecini başlattı. Meslek ismi altında öğretmenleri bölme, parçalama yeri yaratılıyor. Diğer taraftan yüksek bir enflasyon yaşıyoruz. Tüm kamu işçileri güç durumda. Cebine ne kadar girerse girsin, bir ay sonra iki ay sonra fiyat artışının eridiği bir devirdeyiz. Öğretmenlerin maaşları 9-11 bin lira ortasında. Artık geçinemiyoruz. İnsan onuruna yaraşır biçimde fiyatlandırma sağlanmalı. Öğretmenlere en cazip gelen kısmı, 3600 ek göstergeyi getirmesi. O da hudutlu. Biz diyoruz ki tüm eğitim işçilerine bu hak verilmeli.” diye konuştu.
MÜLAKAT SİSTEMİ GETİRİLİYOR
Kurul kelamlarını şöyle tamamladı: “Öğretmen yalnızca öğretmendir ve tüm öğretmenlere takımlı, garantili iş ortamı sağlanmalıdır. Aday öğretmenler, imtihana giriyordu. Süreci vilayet kıymetlendirme konseylerine bıraktı. Bu başka manasıyla mülakat üzere. Katiyen bu ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı devirde bu mülakat uygulaması kaldırılmalıdır.”
Eğitim-İş Genel Lideri Kadem Özbay
Eğitim-İş Genel Lideri Kadem Özbay da “Meslek kanununa karşı değiliz fakat bu hazırlanan meslek kanununa karşıyız” dedi ve şöyle devam etti:
“Bunun bir meslek kanunu olmadığını söylüyoruz. Bakın 12 husus var ve yalnızca 3 unsur öğretmenleri ilgilendiriyor. Öğretmenlere ne kadar kolay bakıldığının göstergesidir. Avukatlık kanunu bile 200’ü aşkın husustan oluşuyor.”
EN BÜYÜK TEHLİKE, MUĞLAK TABİRLERLE YÖNETİMLERE YETKİ VERİLMESİ
Özbay kanunla birlikte öğretmenleri bekleyen tehlikeleri ise şöyle sıraladı: “Bu kanunda öğretmenleri ayrıştıran, çalışma barışını bozacak, öğretmenleri teminatsız hale getirecek unsurlar var. En büyük tehlike kanundaki muğlak tabirlerle yönetimlere yetki verilmesi. Örgütlenme hakkını, iş garantisini büsbütün tartışmaya açacak.
Usül açısından da dertli. Zira yandaş sendika bile bunu savunamıyor. Eğitim-Bir-Sen de bir ders saati iş bırakma hareketi yaptı. Yandaş bir sendika için büyük, bizim üzere sendikalar için küçük bir aksiyon lakin kendi yandaşlarının bile kanuna karşı olduğunun göstergesi.”
ANAYASA’YA AYKIRI
Kanunun temelden da Anayasa’ya muhalif olduğunu savunan Özbay şöyle konuştu: “Aynı işi yapan öğretmenlere farklı unvanlar verecek. Aday öğretmen, fiyatlı öğretmen, uzman öğretmen, baş öğretmen üzere unvanlar oluşturuluyor. Toptan seçmeli bir imtihanla, alanla ilgili soruların sorulmadığı imtihanla uzman ve baş öğretmenler alınacak. Puanın 70 olursa alacaksın 69 olursa alamayacaksın. Bu sırf öğretmenleri ayrıştırmayacak öğrenci ve velilerde de kaos yaratacak. Liyakatsiz atanan yöneticiler için yeni bir gelir kapısı olacak. Uzman öğretmen mi istiyorsun 30 bin lira istenebilecek mesela.
14 sendika ortak bir metinde uzlaştık. Kanun bu haliyle kabul edilemez, kanun tekrar hazırlanmalı dedik. Tüm çalışanlara 3600 verilmelidir. Çocuklarımız bugün kantinlerden yemek alamaz hale geldiler. Ayrıyeten bu haklar da devlet tarafından fiyatsız olarak sağlanmalı. Tek bir öğünü bile sağlasa bu bizim için kazanımdır.”
