Ankara Üniversitesi Lisan ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Sümeroloji öğrencisi Umut Deniz Yorulmaz, 17 Ekim 2017 günü Rektör Erkan İbiş’e yaklaşarak “Yüzlerce akademisyeni ihraç ettiniz utanmıyor musunuz buraya gelmeye, yüzünüz kızarmıyor mu hala, ne yüzle Üniversiteye geliyorsunuz?” dedi.
Bir gün sonra da İbiş’in fotoğrafının bulunduğu bir karton maketi fakülte içinde gezdirerek şu sözleri kullandı:
“Gördük ki biz de bir hevesi var okulumuzu gezmek istiyor bu arkadaş, gezemiyor kaygıdan galiba, dün biz sorduk yüzlerce akademisyen ihraç edildi siz bu okulda nasıl gezebiliyorsunuz dedik yanıt veremedi lisanı tutuldu.
Biz de onun bu hevesini karşılayabilmek ismine maketini yaptık okulda Rektörümüz Sayın Erkan İbiş’i gezdireceğiz, öğrenciler çok fazla görmediği için birazcık gezdirelim okulumuzu.”
Rektör İbiş tarafından Umut Deniz hakkında, erdem ve haysiyetini zedeleyen hareketlerde bulunduğu gerekçesiyle bir ay uzaklaştırma disiplin cezası verdi.
Öğrencinin iptal istemiyle yönetim mahkemesine ve sonrasında istinaf müracaatları reddedildi.
Bölge yönetim mahkemesi kararındaki muhalif görüşte; bir kelamın tahkir edici olup olmadığının vakte, yere ve duruma nazaran değişebileceği vurgulandıktan sonra dava konusu kelamların onur, gurur ve saygınlığı rencide edici değil rahatsız edici, eleştirel nitelikte olduğu değerlendirmesi kayıtlara geçti.
‘ZORUNLU MUHTAÇLIĞI KARŞILAMIYOR VE ORANTILI DEĞİL’
Umut Deniz Yorulmaz, mevzuyu Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Yüksek Mahkeme şu tespit ve değerlendirmelerde bulundu:
Başvurucu, tabir özgürlüğünü kullanması nedeniyle okuldan uzaklaştırma disiplin cezası ile cezalandırılmış ve eğitim hakkından yararlanamamıştır.
Davanın şartları ışığında ve üstte belirtilen nedenler birlikte değerlendirildiğinde söz özgürlüğünü kullanan müracaatçıya verilen bir ay okuldan uzaklaştırma disiplin cezasının mecburî bir muhtaçlığı karşılamadığı üzere orantılı olduğu da kabul edilmemiştir.
Bu kapsamda mahkemelerin ileri sürdüğü münasebetler, müracaatçının eğitim hakkına yapılan müdahale için ilgili ve kâfi görülmemiştir.
Açıklanan münasebetlerle müracaatçının Anayasa’nın 26. hususunda korunan tabir özgürlüğünü kullanması nedeniyle üniversiteden uzaklaştırılmasının Anayasa’nın 42. hususunda teminat altına alınan eğitim hakkının ihlali niteliğinde olduğunun kabul edilmesi gerekir.”
Anayasa Mahkemesi üyeleri İrfan Fidan ve Sayın İnce bu sonuca farklı münasebetle katıldı. Fidan ve İnce, “Olayda ayrıca bir inceleme yapılmaksızın “kanunilik” kaidesi oluşmadığı için ihlal kararı verilmesi kanaatiyle, farklı münasebetle ihlal kararına katılıyoruz” dedi.
HÜKÜM: HAK İHLALİ VE TAZMİNAT
Yüksek Mahkeme şu kararı kurdu:
“Eğitim hakkının ihlal edildiğine ait argümanın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
Anayasa’nın 42. hususunda garanti altına alınan eğitim hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
Kararın bir örneğinin eğitim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yine yargılama yapılmak üzere Ankara 14. Yönetim Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Başvurucuya net 10 bin TL manevi tazminat ÖDENMESİNE
OYBİRLİĞİYLE karar verildi.”
KAYNAK : Sözcü
