Ülkece yaşadığımız o büyük yıkımın acısı birinci günkü üzere taze. Binlerce insanımız hayatını kaybederken, binlercesi de evsiz kaldı. Binlerce insanımız da hâlâ enkaz altında! Enkaz altından çıkarılan insanlarımızın sıhhatine kavuşması bir nebze de olsa yüreklerimize su serpiyor bu süreçte. Gülçin Öztürk de bu insanlarımızdan biri. Üç cocuğuyla birlikte enkaz altından yaralı olarak kurtarılan Öztürk, sarsıntıda yaşadıkları dehşet dolu anları Ayşe Arman’a anlattı…
Hepimizin kalbi bir müddettir Kahramanmaraş ve zelzele bölgelerinde atıyor. Yaşadığımız kayıpları ve yıkımları tanım edebilecek bir kelam yok ne yazık ki.
Binlerce insanımızı kaybettik ve binlercesi de hâlâ enkaz altında…
Depremden geriye kalan kimi fotoğraflar ve acılar hafızalarımıza kazındı. Hayatını kaybeden insanlarımızın kıssası, sevdiklerini kaybeden insanların acısıyla sarsıldık.
Her ne kadar büyük bir trajedi yaşasak da mucizelere de şahit olduk. Saatler sonra enkaz altından çıkan insanların mutluluğuyla gözyaşı döktük.
Bu insanlardan biri olan ve üç çocuğuyla enkaz altından çıkartılan Gülçin Öztürk, Gazeteci Ayşe Arman’a konuştu ve yaşadıkları endişe dolu anları bir bir anlattı.
Çocuklarıyla birlikte sarsıntıya meskeninde yakalanan genç anne, 2.5 yaşındaki oğlu bir türlü uyumadığı için sarsıntı olduğu sırada uyanıktı. Tahminen de bu kurtuluşlarındaki en büyük ayrıntı, zira yatağının başucundaki duvar sarsıntının tesiriyle olduğu üzere yıkılmış.
Sallanmaya başladığı anda oğlunu da alıp öteki çocuklarının yanına koşmuş Öztürk…
İki çocuğunu altına alarak çök kapan konumuna geçen Öztürk ve çocuklarının üzerine duvar yıkılmış. Sırtında duvar, altında çocuklarıyla öylece kalakalmış.
Oğulları yanında olsa da kızı öbür odada kalmış ve baht yapıtı kızı bir yıkıntının altında kalmamış… Natürel bir annenin o an yaşadığı dehşet ve üzüntüyü varsayım bile edemiyorum.
Duvar üzerlerine yıkılmış ve Öztürk yaralanmış. Kızı ise o çöküntünün içerisinden yardım çağırmaya gitmiş.
Bir yanda doruğunda duvar, minicik bir ömür üçgeninde kalmış Öztürk. O denli ki başından dökülen kanlar çocuğunun boğulmasına neden olacakmış neredeyse.
O an hem yaralı hem de sıkışmış bir anne olarak yalnızca çocukları korkmasın diye müzik söylemiş ve masal anlatmış…
O enkaz altında Dandini Dandini Dastana’yı söylerken kızı da gidip yardım çağırmış. Güvenlik vazifelisi gelse de duvarı kaldıramamış ve yardım çağırmaya gitmiş. O sırada kızı tüm tehlikelere karşın annesinin ve kardeşlerinin başından ayrılmamış.
Bilinç bulanıklığı yaşamaya başlayan Öztürk’ün imdadına tabip olan eşi yetişmiş ve çocuklarıyla birlikte eşini kurtarmış.
Görümcesini sarsıntıda kaybeden ve bu yıkımı en acı formda deneyimleyen Öztürk ailesinin öfkesini iddia edebiliyorsunuzdur.
Umarım en kısa müddette tüm yaralarını sarabilirler…
Röportajın devamına buradan ulaşabilirsiniz…
KAYNAK : Onedio
