Kahramanmaraş ve 10 ili yıkıma uğratan sarsıntı felaketini yaşayan bir depremzede o anlarda yaşadıklarını anlattı. Satır satır içini döktüğü o paylaşım çaresizliğin ne demek olduğunu derinden hissettirdi.
Kahramanmaraş’ta 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde meydana gelen 9 saat aralıklı iki sarsıntıdan etkilenen bir vilayetimizde Hatay’dı.
Hatay’ın Antakya ilçesinde yaşayan bir vatandaş o anları satır satır anlattı.
Depremin birinci sarsıntıları ile yataktan fırladıklarını söyleyen Bastacı, “Bizi o denli bir saatte yakaladı ki en derin uykumuzdaydık” dedi.
“Bütün hayatınız gözlerinizin önünden geçiyor.”
Dışarı çıktıklarında gördükleri görünüm ile şaşkına döndüklerini söyleyen Bastacı, “Sanki distopik bir dünyanın içindeydik. Enkaz altından ‘Sesimi duyan var mı?’ çığlıkları yükseliyordu. Sarsıntıdan canını kurtarmış olanlarınsa artık ne meskeni ne de arabası yoktu” diye konuştu.
“İnsanlar araç-gereç olmadan yakınlarını enkazdan çıkarmaya çalışıyorlardı. Kiminin yakını elinde can veriyordu.”
“Belki onlar da yakınlarına ulaşmaya çalışıyorlardır.”
“Bu sırada beşerler ikiye ayrıldı. Bir tarafta acı çekenler, başka yanda bu acıyı suistimal etmeye çalışanlar.”
Depremin üçüncü gününde gönüllülerden gelen sıcak yemek ile karınlarını doyurmuşlar.
“Teyzemin ve kuzenimin cesetlerini çıkardılar. Halbuki birinci gün gelselerdi yaşıyorlardı.”
Her yerde teyzesini aramıştı.
“Askerlerin başında duran adam erlerine ‘Emir çıkmadan yardım etmek yok’ dedi.”
Depremin dördüncü gününde artık büsbütün ilkel yaşama geçtiklerini söyleyen Bastacı, öteki meseleler başladığını söylüyor.
“Her şey çok berbattı. Artık inancımız kalmamıştı. Bizleri bile bile vefata terk ettiler. Daha söylenecek çok şey var fakat kalbim daha fazla dayanmıyor.”