Merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan olan 7.7 ve 7.6 olan iki farklı zelzelenin büyük yıkıma yol açtığı Hatay’da vaktinde yapılamayan arama kurtarma çalışmaları acılı aileleri isyan ettirdi.
Büyük kısmı yıkılan Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin ek hizmet binasının enkazı altında neredeyse bir haftadır bulunan hemşire eşi Asiye Gül ve arkadaşlarına yönelik arama kurtarma çalışmalarının yetersizliğine reaksiyon gösteren sıhhat vazifelisi Abdullah Gül, Sözcü’ye konuştu. Acılı eş enkazın başında gözyaşları içinde, “Dirimize sahip çıkmadınız ölümüze sahip çıkın” diyerek yansısını lisana getirdi.
“ENKAZDA 80 KİŞİ VAR”
8’i hemşire yaklaşık 80 hasta ve refakatçinin yerle bir olan hastane enkazında kaldığını belirten Abdullah Gül, enkazda bulunan eşi ile birlikte 12 yıldır sıhhat vazifelisi olarak hizmet verdiğini söyledi. Eşinin hastanenin ikinci katında nöbetçi olduğu sırada zelzeleye yakalandığını tabir eden Gül, “Evim hastaneye yakın olduğu için sarsıntıdan 15 dakika sonra buradaydım. Bütün kamu işçisine UMKE liderine, Valilik özel kalem, emniyete, çok sayıda kamu görevlilerine buranın durumunu söyleyip, içeride 80 kişinin olduğunu iletmeme karşın, birinci gün kimse gelmedi. Yağmura karşın burada kendi imkânlarımızla 8 ve sonrasında 2 kişi başka olmak üzere 10 kişiyi canlı çıkardık. Sonraki gün olaydan 28 saat sonra Ümraniye takımı geldi yardımımıza koştu. Allah razı olsun onlardan lakin ellerinde kâfi teçhizat olmadığı için kâfi müdahaleyi yapamadılar lakin ses geldi” diye konuştu.
“SES ALAMIYORUZ”
Enkazdan sesin gelmesi üzerine arama kurtarma için grup geldiğini anlatan Gül, “Ekipler geldiğinde o ses kesilmişti. Yetişemedik o arkadaşımızdan artık ses almıyorduk. Üçüncü gün ‘Ekip gönderiyoruz’ dediler. Gelen takım, ‘Ses almıyoruz’ diyerek gittiler. ‘Ses alamıyoruz’ dediklerinin her günü biz ses aldık. Enkazdan birini canlı çıkardık. Burası Devletin hastanesi, günler sonra fakat cuma günü gelinip adam akıllı çalışıldı. Cumartesi sabah itibariyle İstanbul’dan bir grup geldi, takım önderi hiç hastanın olmadığı yerde çalışma başlattı. Biz ona söylememize karşın, ‘O bölgede kimse yok’ dememize karşın 2 gündür orada oyalanıyorlar. Başka bölgelere hiç kimse bakmıyor insanların ısrarıyla buraya daha yeni grup geldi daha yeni yeni bir şeyler yapıyorlar. Devlet kendi kurumuna sahip çıksın, kendi çocuğuna sahip çıksın. Buradaki eşim ve hemşire arkadaşlar sizin için vefat ediyorlar, can veriyorlar. Dirimize sahip çıkmadılar, ölümüze sahip çıksınlar kâfi artık” sözlerinde bulundu.
“HİÇBİR YETKİLİ GELMEDİ”
12 yıldır misyon yaptığı hastanenin yöneticileri ve Sıhhat Müdürlüğü’nün ilgisizliğini de lisana getiren Abdullah Gül, “Hastanenin çöktüğü birinci saatten bu güne kadar Sıhhat Müdürü dahil, hastane idaresinden hiçbir yetkili gelmedi. Yalnızca birinci gün saat 10 üzere müdür yardımcısı geldi, takımlar gittikten sonra bizim kendi imkânımızla enkaz altından canlı çıkardığımıza şahit oldu. ‘Ben bu durumu yetkililere anlatacağım’ dedi, daha da gelen hiçbir yetkili yok” sözlerinde bulundu.
“ANNELERİNİ SIĞINAKTA ZANNEDİYORLAR”
İki çocuğundan 18 yaşındaki kızı Ebrar’ın Tıp Fakültesi’nde eğitim gördüğünü, oğlu Harun Reşit’in de lise eğitimini sürdürdüğünü anlatan acılı eş Abdullah Gül, şöyle dedi:
“Onları buraya bile getirmedim, biri üniversitede tıp okuyor. O da vatanına milletine yararlı olacak. İkisini de buraya getirmiyorum ki annelerinin bu durumunu görmesinler. Annelerini sığınakta zannediyorlar, Devletleri onu kurtaracak zannediyorlar. Ben akşam gittiğimde onların yüzüne bakamıyorum. Kızım hiç bir şey olmamış üzere davranıp bana güç vermeye çalışıyor, lakin bu devlet yok artık yok.”
KAYNAK : Sözcü
