3.6 C
New York kenti
Cumartesi, Kasım 23, 2024

Buy now

spot_img

Tüm Türkiye’nin Korku İçinde Beklediği Büyük İstanbul Depremi Öncesi Yetkililer Nasıl Önlemler Alabilir?

Merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi olan 7.7 büyüklüğündeki deprem, çevrede bulunan 10’dan fazla ili de etkiledi. Yaşanan bu deprem felaketinin ardından gözler 17 Ağustos 1999’dan itibaren Türkiye’nin en büyük korkusu olan ‘Büyük İstanbul Depremi’ne çevrildi. Hiçbir şey yapmadan göz göre göre sadece beklediğimiz bu büyük İstanbul depreminin yaratacağı kaos ve felaket hakkında birçok öneri sunuldu. Bunlardan biri de Muharrem İnce’den gelmişti. Peki beklenen büyük İstanbul depreminde neler yaşanır? Büyük İstanbul depreminde bilanço nasıl olur? Büyük İstanbul depremi öncesi nasıl önlemler alınabilir?

Gelin birlikte bakalım…

10 Eylül 1509’da Marmara Denizi’nin kuzeydoğusunda yaşanan ‘Konstantinopolis/Büyük İstanbul Depremi’ 4 bin ila 13 bin kişinin vefatıyla sonuçlandı.

Bu depremde 10 bindenden fazla kişi yaralandı, yaklaşık 1070 hane yıkıldı ve binlerce yapı ağır hasar aldı.

Kaynaklarda ‘Küçük Kıyamet’ olarak adlandırılan deprem sonrası 6 metreyi aşan tsunami dalgaları şehrin surlarını aşarak güzergahı üzerindeki semtlere ağır hasar vermişti… Deprem Bolu ve Edirne’de de hissedilmişti.

Tarihte Konstantinopolis/İstanbul’u altüst ettiği not düşülen deprem sonrası yüzyıllardır Türkiye’nin jeopolitik konumu ve fay hatları göz önünde bulundurularak yaşanacak en ufak depremin büyük sonuçları doğuracağı öngörülüyordu.

400’lü yıllardan itibaren İstanbul’da birçok büyük deprem meydana geldi. Hepsi de yıkıcı sonuçlar bırakmıştı geriye…

İstanbul’da 447, 542, 1296, 1509, 1719, 1766, 1894, 1912, 1935, 1963 ve 1999 yıllarında büyüklüğü 7’den yüksek ölçülen en büyük depremler yaşandı.

Hepsinin yıkıcı sonuçları olsa da tarihe ve hafızalarımıza kazınan en büyük deprem 17 Ağustos 1999’da meydana geldi.

Merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan depremin büyüklüğü 7.4 idi. Tüm Marmara şehirleri dahil olmak üzere Ankara ve İzmir’den de hissedilen depremde 17.480 kişi hayatını kaybetti, 23.781 kişi ise yaralandı. 285.211 ev, 42.902 iş yeri hasar görürken 2010 yılında yapılan meclis araştırmasında ölü sayısı 18.373, yaralı sayısı ise 48 bin 901 olarak kaydedildi.

99 depremi sonrası yıkılan binaların neredeyse hepsinin müteahhit hatası olduğu öğrenildi. Bu bilginin ardından 2 binden fazla dava açıldı. Bu davaların bin 800’ü ise Bülent Ecevit başbakanlığındaki Koalisyon Hükûmeti tarafından çıkarılan ve kamuoyunda ‘Rahşan Affı’ olarak bilinen Şartlı Salıverme ve Erteleme Yasası nedeniyle cezası olarak sonuçlandı.

Yaklaşık 16 milyon kişinin etkilendiği Gölcük/Marmara depreminin yankıları günümüzde hala sürerken, bilim insanları ve deprem uzmanları beklenen büyük İstanbul depremi için deyim yerindeyse bas bas bağırıyordu!

Özellikle de 6 Şubat Pazartesi günü sabaha karşı 04:17’de Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 7.7 büyüklüğünde meydana gelen deprem sonrası tüm gözler büyük İstanbul depremine çevrildi.

Kahramanmaraş başta olmak üzere Gaziantep, Malatya, Batman, Bingöl, Elazığ, Kilis, Diyarbakır, Mardin, Siirt, Şırnak, Van, Muş, Bitlis, Hakkari, Adana, Osmaniye ve Hatay’da da etki gösteren ve büyüklüğü Marmara depreminden de yüksek olan deprem hepimizin gözünü korkuttu.

Özellikle de arama kurtarma çalışmalarının yetersiz kaldığı, depremin 6. gününde bile hala enkaz altında canlı bulunan depremzedelerin kurtarılamaması, yaşanacak İstanbul depreminin sonucundan daha da korkmamıza neden oldu.

İstanbul’da 2021 yılı Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü’nün yaptığı araştırmada 1 milyon 600 binden fazla bina bulunuyor.

1 milyon 600 bin binanın 800 binden fazlası 2000 yılı öncesinde yapılmış. İl genelinde ise 4.5 milyondan fazla konut/daire bulunuyor.

TÜİK’in verilerine göre Türkiye nüfusunun %18,71’ini kapsayan İstanbul’da 2021 yılı itibarıyla 15 milyon 840 bin 900 kişi yaşamakta.

Depremin doğuracağı etkiyi tahmin edebiliyor musunuz?

2019 yılında İstanbul Planlama Ajansı’nın ‘Beklenen İstanbul Depremi Raporuna’ göre büyüklüğü 7.5 olacağı bir deprem senaryoda kentte 500 binden fazla binanın yıkılabileceği öngörülüyor.

Olası depremin kentin altyapısında büyük hasar bırakacağı söyleniyor. Raporda ‘İstanbul’da depremin en çok hasar vereceği ilçeler Bakırköy, Zeytinburnu ve Fatih olarak sıralanıyor. Deprem riskinin yüksek olduğu alanlar Avrupa Yakası’nda Haliç ile Küçükçekmece Gölü arasındaki geniş bölgeyi, sahil hattında Bakırköy, Zeytinburnu ve Fatih ilçeleriyle nüfus yoğunluğu yüksek olan Bahçelievler, Güngören, Bağcılar, Esenler, Bayrampaşa ve Küçükçekmece ilçelerini kapsayan bir alanı olarak belirtiliyor.’ olarak not düşüldü.

Sigortacı Gazetesi’ne konuşan deprem uzmanı Şükrü Ersoy “En kötü senaryo, 1509 yılında İstanbul’da yaşanan depreme benzer bir depremin tekrar etmesi. 7.7 büyüklüğündeki bu deprem üç tane Gölcük Depremi anlamına geliyor. Bu deprem bugün gerçekleşirse 80 bin bina yıkılabilir. Minimum 150 bin insanın ölmesi anlamına geliyor. Bu sayı 500 bine kadar çıkabilir.” dedi.

‘Geriye kalan 2.5 milyon insana geçici konaklama noktalarında günlerce, belki iki yıl bakmak zorunda kalacağız. Yabancı ülkeler gelecek, ‘Konutlarınızı yapalım, yardım edelim’ diyecekler. Ama bu ekonomik bağımlılık getirecek. Sizin pasaportunuzun üzerinde TC yazacak ama siz tamamen yabancı ülkelerin etkisi altında kalacaksınız. Bunu savaş değil, afet sayesinde yapmış olacaklar. Bu milli güvenlik sorunu değildir de nedir?” 

Kahramanmaraş depremi öncesi de uyarılar yaptığını aktaran Ersoy “İstanbul’a sayısal olarak baktığımızda 16 milyona yakın nüfus var. 4 milyon konut var. Bu zaten afet anında yönetilmesi için bir zorluk yaratıyor. Bunu Marmara geneline yayarsak deprem 11 ili etkileyecek. Depremden etkilenen nüfus 25 milyonun, konut sayısı 6 milyonun üzerine çıkacak. Türkiye üretiminin, sanayisinin, gayri safi milli hasılasının büyük bir kısmının Marmara Bölgesi’nde olduğunu düşündüğümüzde bu olay bir afet sorunu değil, bir milli güvenlik sorunu.” diye ekledi.

Peki İstanbul depremi öncesi nasıl önlemler alınabilir?

Hasarlı binaların bulunduğu, toplanma ve yeşil alanın neredeyse sıfıra indiği, tsunaminin de beklendiği, bilinçsiz yapılanmanın yer aldığı ve fay hattının tam üzerinde olan İstanbul’da beklenen büyük deprem öncesi sürece yayılabilecek bazı önlemler alınabilir.

Gezgin Fatih Koparan, her Türk vatandaşı gibi İstanbul depremi için alınması gereken önlemlerle ilgili bazı tweetler attı.

Koparan, İstanbul ve çevresindeki illerin nüfusunun azaltılması ve burada üretim ve eğitim için yer alan yapıların, deprem riski az olan şehirlere taşınmasını önerdi. Ayrıca İstanbul’da bulunan ve sığınmacıların da gönderilmesi gerektiğini aktardı.

Yetkililer hızlı, planlı ve koordineli bir çalışmayla bunu başarabilir…

Fatih Koparan’ın önerisi, geçtiğimiz yıl Muharrem İnce’nin Ahmet Hakan ile Tarafsız Bölge programında yaptığı açıklamayı akıllarımıza getirdi.

Muharrem İnce, İstanbul’u tahliye edebilmek için Konya, Aksaray ve Karaman şehirlerini hedef gösterdi.

“İstanbul’da bulunan sanayinin %35’inin taşınması, yaşanacak bir felakette taşınmış olan sanayi ve fabrikaların Türkiye’ye bakabilmesi sağlanmalıdır” diyen İnce, taşınan sanayi bölgesi ile Mersin Limanı arasında da bir demiryolu yapılması gerektiğinin altını çizdi.

‘Oraya yeni bir cazibe merkezi kuralım. İstanbul’un etrafını doldurdukça doldurmak doğru bir şey değildir.’

“1 milyon 650 bine yakın bina var. 7.5 veya üstü bir depremde bu binaların yüzde biri bile yıkılsa 16-17 bin bina yapar. Yazık günah, hiçbir önlem alınmadı. Deprem vergilerini sorguladığında kimse hesap vermiyor. İstanbul’un üstüne kireç atılmasını istemiyorsak aklımızı başımıza toplayalım. Deprem konusunda kavga olmaz. Bugüne kadar hata yaptık, geciktik. Yarın sabah başlayalım. Devlet, belediyeler, vatandaşlar… Bunu benimsiyorum…”

Kahramanmaraş depreminin hemen ardından Fox TV’ye çıkan yerbilimci İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi’nin Jeoloji Mühendisliği öğretim görevlisi Dr. Cenk Yaltırak ise canlı yayında gözyaşlarını tutamamıştı…

Korkuyla beklenen büyük İstanbul depremi sorulunca gözleri dolan Yaltırak “Marmara Bölgesi ekonominin %65’i. Fabrikaları, OSB’leri İç Anadolu’nun boşaltılmış şehirlerine taşıyın. İstanbul’u, İzmit’i, Bursa’yı büyütmeyin!” diyerek yetkililere seslenmişti…

Kahramanmaraş depreminden sadece 3 gün önce “Maraş’a dikkat edin” diyen deprem uzmanı Naci Görür “Nasıl ‘Maraş’a dikkat edin’ dediysem şimdi de ‘İstanbul’a dikkat edin’ diyorum. Kimse beni dinlemiyor…” dedi.

Naci Görür’ün önerisi ise ‘İstanbul için 30 yıl deniyordu. 23 yılı geçtiğine göre çok bir vaktimiz kalmadı. 7.5’un üstünde bekliyoruz bu depremi. Kahramanmaraş’taki hasardan daha büyük olacak. Depremden önce bir Afet Bakanlığı kurulacak. Bu bakanlık kurulduktan sonra, iyi bir bütçesi olacak, gerekli altyapı ve koordinasyonu yapılacak. 5 yıllık planlar ile deprem kuşaklarından başlanacak ve deprem kuşaklarındaki her kent deprem dirençli kentlere dönüştürülecek. Önce bir mikrobölgeleme çalışması yapılacak. Risk analizi yapılacak ondan sonra zarar azaltma çalışmaları yapılacak…’ oldu.

Ne diyelim… ‘İstanbul’ denildiği zaman aklımıza ‘deprem, kalabalık ve felaket’ değil de ‘mimari, tarih ve yeşillik’ geldiği günleri görmek dileğiyle…

KAYNAK : Onedio

Related Articles

Stay Connected

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
0AboneAbone Ol
- Advertisement -spot_img

Latest Articles