Hatay’ın Antakya ilçesi İnönü Bulvarı’nda, 2013 yılında raylı sistemle yapılıp, tamamlandığı belirtilen, 250 dairesi bulunan, 12 katlı Rönesans Rezidans, Kahramanmaraş merkezli 7.7 büyüklüğündeki birinci sarsıntıda yerle bir oldu.
Yıkımın gerçekleşmesinin akabinde özel harekat takımları, yaptıkları çalışma ile birçok kişiyi enkazdan sağ olarak kurtardı.
Ardından çalışmalar Zonguldak ile Ege Linyit İşletmelerine bağlı madenci emekçileri tarafından sürdürüldü. Çalışmalara yurt dışından gelen takımlar de eğitimle köpeklerle takviye verdi.
TERMAL KAMERA İLE ISI ALINDI
Arama- kurtarma çalışmaları sırasında takımlar, aygıtlarla yaptıkları incelemede kalabalık olduğu iddia edilen bir hayat belirtisine ulaştı. Bunun üzerine bölgeye kaydırılan takviye gruplarla çalışmalar ağırlaştırıldı.
AİLELERDEN, MÜTEAHHİDE TEPKİ
Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu vilayetlerini vuran sarsıntının akabinde Aksaray’dan Antakya’ya gelen Ahmet Kahraman, rezidansta oturan iki torunu için enkaz başında takımlardan gelecek umutlu haberi beklemeye başladı.
Müteahhit ve sorumlular hakkında cürüm duyurusunda bulunacağını belirten Kahraman, şunları söyledi:
‘AKLIMIZI OYANACAKTIK’
*Yüce Türk milletine geçmiş olsun. Kendim Aksaraylıyım. Sabah ezanına yakın saat 04.20 sularında Aksaray’da zelzele olduğunu hissettik.
*O anda telefonlarımıza sarılarak, benim kızım Antakya’da yaşıyordu. Telefon ettik, telefonlarına ulaşamadık. Ulaşamayınca apar topar otomobillerimize Antakya merkezdeki rezistans dedikleri yere geldik. Geldiğimizde aman ya Rabbi gördüğümüze inanmadık.
*250 dairelik olan bir yer büsbütün yerle bir olmuştu. Onu görünce içimiz dayanmadı. Bu nasıl olur? Bugün de bir baktık her yer bu türlü harabe halde virane olmuş.
*Aklımızı oynatacaktık. 8-10 yıllık bir bina olduğunu ve bu kentin en kaliteli binaları olduğunu söylemişlerdi.
*Depreme güçlü bina olduklarını söylemişlerdi. Lakin ben kendim gelip o devrildikten sonra ana yataklara baktığım vakit, onların o demir yataklarının hiç de o denli olmadığını gördüm.
*Ben bir mühendis değilim, mimar değilim; ancak sıradan bir vatandaş olarak siz de baktığınız vakit o demirlerin temaslarının, eksik olduğunu görürsünüz.
Ahmet Kahraman, rezidans inşaatında yetkililerin ihmali olduğunu, bu türlü bin binaya nasıl müsaade edildiğini belirterek kelamlarını şöyle sürdürdü:
‘1500 VATAN EVLADI ENKAZIN İÇİNDE İNİM İNİM İNLEMEKTE’
*12 katlı yükseklikte olan bir dairenin ve 250 dairenin birbirine büsbütün hepsi birbirinden bağımsız değil. Birbirine bu kadar büyük bir yapının nasıl müsaade edildiğini anlamakta zorluk çekiyorum. Nasıl mimar, nasıl mühendis ki bunlara bu halde bir müsaade verebilmişler.
*Bu formda harabeye uğratılabilmiş. Onun yanı sıra belediyenin bu mevzuda hassas davranmadıklarını düşünüyoruz. Neden yapı kontrol var mı kardeşim? Var. Sen buna bu ruhsatı nasıl verirsin? Başka halde, bu türlü yıkılmasının sebebi ne olabilir?
*Burada 1500 vatan evladı bugün acı çekmekte, enkazın içerisinde inim inim inlemekte. Benim kızım ve iki tane torunum burada.
*Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, belediyelerin sıkı önlemlerden geçirilmesini istirham ediyoruz. Yoksa bunlara bu ruhsatları verebilmeleri mümkün değil.
‘CUMHURİYET SAVCILIĞINA KABAHAT DUYURUSUNDA BULUNACAĞIM’
Ahmet Kahraman, buradan ayrıldığında Cumhuriyet Başsavcılığına cürüm duyurusunda bulunacağını söz ederek, “Bunun mimarından, bunun mühendisinden, bunun yapı kontrolünden ve buna müsaade eden belediye başkanlığının bir an evvel sorgulanmasını, buradaki 1500 insanımızın cezası bir müebbet değil. 1500 sefer müebbet cezasına çarptırılmalı ki bunun üzere hainler ve alçaklar bir daha bu türlü yapma yüreğinde bulunamasınlar” dedi. (DHA)
KAYNAK : Sözcü
