Memleketi Antalya’nın Alanya ilçesinde AKP tarafından düzenlenen Genişletilmiş İlçe Müşavere Meclisi Toplantısında partililerle buluşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
Bakan Çavuşoğlu, şunları söyledi:
* “Ülkemiz 21 yılda çok farklı noktalara geldi. Tüm dünyada herkesin gözünde Türkiye önder bir ülkedir. Türkiye bölgesel bir aktör değildir, global bir aktördür. Bunlar lafla, kelamla olmuyor. İcraat ile olur. Sergilediğiniz tavırla olur, izlediğimiz teşebbüsçü ve insani dış siyaset sayesinde olur. AK Parti her alanda ülkemizi global ligin en üst düzeyine taşımıştır.
* Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yalnızca ülkemiz ve milletimiz için değil, bölgemizin istikrarı, barışı ve refahı için çalıştık. Yalnızca kendisini düşünen ülkelerin milletlerin ne kadar bencil olduğunu görüyoruz. Herkes için barış ve adalet arayışımız hamdolsun artık her coğrafyada devam ediyor. Türkiyenin bugün dış siyasette geldiği noktayı 21 yıl evvel bize söyleselerdi biz de bu kadar olacağına inanır mıydık? Bugün çok farklı bir noktadayız.
* Cumhurbaşkanımızın liderliğinde önderler diplomasisi kavramını yerleştirdik. Dünyanın her kıtasında varız. Son 1 ayda 5 farklı kıtadan farklı ülkeleri ziyaret ettik ve tekrar bir ay içinde 3 farklı kıtadan 8 tane dışişleri bakanını ülkemizde ağırladık. Bunun yanında memleketler arası ve bölgesel örgütlerin temsilcilerini de Türkiyede ağırladık. Bu aslında Türkiyeye gösterilen ilginin ve inancın göstergesi. Zira artık herkes Türkiye ne diyor? Ne düşünüyor ve ne yapacak? diye soruyor.”
“ADALETLİ DAVRANIYORUZ”
Aynı anda birçok krizle uğraştıklarını belirten Bakan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
* “Bugün dünyadaki kriz ve çatışmalara şöyle baktığınız vakit yüzde 60ı bizim coğrafyamızda. Münasebetiyle bu türlü bir coğrafyada bizim oturup bekleme lüksümüz var mı? Bir yanda savaş ve çatışma bir yanda besin krizi. Bir yanda güç krizi bir yanda iklim değişikliği. Bir yanda da devam eden göç zahmeti var. Konutunu terk etmek zorunda kalan insanlardan bahsediyorum. Kimi ülkeler diyor ki Zati biz zenginiz.
* Tuzsuz aşım ağrısız başım. Kapatalım kapıları biz huzur içerisinde yaşayalım, gerisi ne olursa olsun. Bu türlü bir dünyada bu mümkün mü? Globalleşen dünyada etraf yangın alanıyken sen huzur içerisinde yaşayabilir misin? Mümkün mü? Terörle ayrım yapmadan bir arada çaba edelim diyoruz. Göç konusunda her alanda birlikte bakalım, yönetelim, çözelim. Sorunun nereden kaynaklandığına bakalım, oraya şifa olmaya çalışalım. Bana gelmesin, gerisi ne olursa olsun. Terör bana dokunmasın hatta Türkiye ile diğerlerine dokunursa daha güzeldir anlayışı var.
* Biz Türkiye olarak buna isyan ediyoruz. Yalnızca isyan etmiyoruz, sorunun tahlili için kıymetli sorumluluklar üstleniyoruz. Bu yeni nizamda hem ulusal menfaatlerimizi korumak için çalışıyoruz hem de krizleri yönetmek için çalışıyoruz. Tıpkı vakitte krizlerle bir arada çok kıymetli fırsatlar ortaya çıkıyor. Bu fırsatları da ülkemiz, milletimiz ve bölgemiz için kıymetlendirmemiz lazım. İşte Kuzey Kore kapandı, Rusya üzerinden giden durdu. Biz ne yaptık, çabucak Azerbaycan ile Kazakistanı davet ettik. Çabucak güçlü sistemlerimizi hayata geçirdik. Güç, Ticaret ve Ulaştırma Bakanlarımız ile hem güç hem de ulaştırma kanallarını güçlendirmek için adımlar atıyoruz. Bölgesel sahiplenme çok değerlidir.
* Türk Devletleri Teşkilatını kurduk. Milletlerarası bir teşkilat haline getirdik. Ukrayna savaşını durdurmak için bizden daha aktif bir ülke var mı? Çalışsa da sonuç alan bir ülke var mı? Tahminen savaşı durduramadık fakat tahıl antlaşması, esir takası, nükleer santral üzerinden tehditlerin azaltılması için birçok adımın atılması için bizden öbür sonuç odaklı adım alabilen var mı? Hakikat bulmadıklarımızı reddediyoruz.
* Öteki taraftan da efor sarf ediyoruz. Tahıl mutabakatı olmasa dünyada önemli besin krizi olacaktı. Venezueladan Somaliye çatışmalarda arabuluculuk yapan ülke Türkiye. Arabuluculuk denince akla birinci gelen ülke Türkiye. Dünyada artık arabulucuları da İstanbulda yetiştiriyoruz. Zira adaletli davranıyoruz, taraf tutmuyoruz.”
TERÖRLE MÜCADELE
Dünyada İslam düşmanlığı, ırkçılık, yabancı düşmanlığının insanlığın önündeki en büyük tehdit olduğunu vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, şu tabirleri kullandı:
* “Peki, bunlarla en üst çabayı veren kim? Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye ve Türk milleti. Haklı davamızda tek başımıza kalsak bile bu yoldan dönmeyiz diyen bir partinin, bir davanın mensubuyuz. Doğu Akdenizde bizim olana göz dikenlere karşılık gerekli adımları atıyoruz. Anlayana anladığı lisandan konuşuyoruz. İnsan hakları problemleri var. Soydaşlarımız var. Filistin davamız birebir formda devam ediyor.
* Soydaş ve kardeşlerimize sahip çıkmak bizim boynumuzun borcudur. Biz çıkmazsak öbür çıkabilecek bir ülke var mı? Pes etmek yok. İslam dünyasının, Türk dünyasının birliğini sağlamak o denli kolay değil. Fakat sabırla çalışacağız. Birliğin, beraberliğin güçlenmesi için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğiz. Herkesi de teşvik edeceğiz. Tıpkı anda pek çok terör örgütü ile uğraş ediyoruz.
* FETÖ ile gayret ediyoruz, PKK ile çaba ediyoruz. YPG, DAEŞ terörün her türlüsüyle uğraş ediyoruz. Terör insanlığın düşmanıdır. Yalnızca bizim değil. Fakat biz de çok çektik. 40 yılda binden fazla insanımızı kaybettik. Çabamızı kararlılıkla sürdürmemiz lazım.
* Artık Türkiye oburlarının kurduğu oyuna katılan, oyunun içinde verilen rolü üstlenen bir ülke değil. Türkiye oyun kurucu bir ülke. Yalnızca oyun kurmuyoruz. Ülkemizin aleyhine, çıkarlarına karşı oyunlar, masalar kuruluyor. O masaları deviriyoruz. Türkiye dünyada hakkın, adaletin temsilcisidir.”
“BU İNSANİ DE DEĞİL, İSLAMİ DE DEĞİL”
Bakan Mevlüt Çavuşoğlu, kelamlarını şöyle sürdürdü:
* “Türkiye artık oyun kuran bir ülke olmuştur. Kafkaslardan, Orta Doğu’ya Balkanlarda, her yerde masada güçlü olan bir Türkiye var. Türkiye dünyada doğruluk ve hakkın temsilcisidir. Gördünüz Avrupa sokaklarında kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik berbat davranışlar oldu. Buna en güçlü yansıyı tekrar biz verdik. Vermek zorundayız.
* Kimileri diyor ki ‘Türkiye laik bir ülke münasebetiyle bu kadar yansıyı niçin veriyor?’ Laiklik anlayışını nasıl yorumluyorlar görüyorsunuz. Bu bir sefer her şeyden evvel nefret, insanlık kabahatidir. Bu ırkçılıktır, bu da dünyanın her yerinde hatadır. Kimse tabir özgürlüğü diye bunu geçiştirmesin. Öteki din, öteki kutsal kitap, oburlarının kutsal bedellerine karşı yapılsa da insanlık kabahatidir. Bu özgürlük değildir.
* Norveç’te de olacaktı, büyükelçiyi çağırdık, daha sonra iptal ettiklerini bize duyurdular. Finlandiya Başbakanı’nın da bu hareketine müsaade vermeyeceğiz. Bu hareketlere haklı reaksiyonumuzu ortaya koyduk. Bunun üzerine kimi çevrelerin Türkiye’de terör tehdidi olduğuna yönelik ihtarlar yayınlamaya başladılar. Türkiye radikal ve radikal olmayan ne kadar terör örgütü varsa, hangi ideolojik saplantı içinde olursa olsun onlarla uğraş ediyoruz.
* DAEŞ diye bir terör örgütünün kutsal dinimiz ve barış dini olan İslamı suistimal etmesine, kullanmasına müsaade verir miyiz? Vermeyiz, herkesten evvel biz karşı çıkıyoruz. Afganistan’da Taliban’ın bayanları toplumsal hayattan, kız çocuklarını eğitimden yasaklamasından sonra en güçlü yansıyı biz verdik zira bu insani de değil, İslami de değil.”
“BU BİR AHİTNAMEDİR”
Bakan Çavuşoğlu, kimi ülkelerin başkonsolosluk ve konsolosluk ünitelerini kapatmalarının niyetli olduğuna dikkati çekerek şunları aktardı:
* “Madem dostsunuz, madem müttefiksiniz elinizde spesifik bir terör tehdidi varsa bunu bizimle paylaş, biz de bunu önleyelim. ‘İşte terör tehdidi aldık bu somuttur’ diyorlar, pekala somut olan nedir İçişleri Bakanımıza, istihbaratımıza soruyoruz, bizim bakanlığa da bilgi veriyorlar yalnızca somut tehdit bilgisi aldılar.
* Bizimle paylaşmadığın bilginin ne olduğunu bize söylemezsen, paylaşmazsan ben bunun ardında kasıt ararım. Bu aksiyonların de kasıtlı olduğunu açıkça görüyoruz. Hatta birtakım büyükelçilerin başkalarına ‘siz de katılın’ diye telefon açtığını da biliyoruz. Her şey açık ortada. Büyükelçileri bakanlığa çağırdık, gerekli ikazlarda bulunduk. Bunun kasıtlı olduğunu biliyoruz, ne yapmak istediğinizi de biliyoruz.
* Türkiye’yi istikrarsız göstermeye çalışıyorsunuz. Bunun da farkındayız, bu tıp adımlardan vazgeçmezseniz, biz de ek gerekli önlemleri alacağız dedik. Kur’an-ı Kerim’e karşı yapılan berbat taarruzdan sonra İslam İşbirliği Teşkilatını da harekete geçirdik. Teşkilatın güçlü kararlar almasını sağladık. İsveç sokaklarında teröristler cirit atıyor.
* Her gün bölücü başının fotoğrafıyla, terör örgütünün paçavralarıyla sokaklarda dolaşılıyor. Öbür taraftan tabir özgürlüğü deyip Kur’an-ı Kerim’in yakılmasına müsaade vereceksin, Türkiye’ye karşı her türlü alçaklığa müsaade edeceksin sonra da ben NATO’ya üye olacağım diyeceksin. Bu mümkün mü? Önümüzde bir de güçlü mutabakat zaptı var. Bu bir ahitnamedir. Ben bunları, bunları yapacağım, karşılığında ben de bu adımları atacağım’ diyorsunuz.” DHA
KAYNAK : Sözcü
