Türkiye Emekçi Partisi (TİP) tarafından düzenlenen halk buluşması Mezitli Belediyesi Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. TİP Genel Lideri Erkan Baş ve Parti Sözcüsü Sera Kadıgil’in konuşmacı olarak katıldığı aktiflik büyük ilgi gördü.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2023 seçimlerinde aday olmasının yasal olarak mümkün olmadığını lisana getiren Kadıgil, “Erdoğan 3. kere kendi kendine aday olamaz. Bunu biz demiyoruz, bu ülkenin anayasası var, bir kişi 2 defa seçilebilir diyor” dedi.
Ülkede gün geçtikçe derinleşen yoksulluğa değinen Kadıgil, “Yoksulluk diyoruz değil mi? O denli bir hale geldi ki artık, birinci milletvekili olduğum vakitlerde bize gelen talepler ortasında iş isteyenler, hastanede randevu almakta zorlananlar vardı. Son bir iki yıldır bize gelen bildirilerde, beşerler buzdolaplarının fotoğraflarını yolluyorlar. Buzdolabında yemek yok, yemek istiyor insanlar” diye konuştu.
“ANNELER BEBEKLERİNE SÜT VEREMİYOR”
Yaşanan yoksulluğun en bariz örneklerinden birinin bebekler olduğunu lisana getiren Kadıgil, şöyle devam etti:
– Bebekleri var insanların, görmüşsünüzdür. Derin Yoksulluk Ağı’nın raporlarında, el kadar bebekler, annelerinin sütü yok bayanlar beslenemediği için. Bayanlar süt veremiyor, süt veremediği için mama vermeleri lazım bebeklere. Mamalar olmuş 350 lira, alarmla satılıyor. Ne yapıyorlar biliyor musunuz fakir mahallelerde? O biberonların içine hazır çorba koyuyorlar. Bebekleri bunlarla büyütmeye çalışıyorlar. Bu ülkede oluyor bu.
– Bakın Eskişehir’de 6 yaşında bir kız çocuğu açlıktan ölüyor. Her gün bu ülkede bunlar oluyor. Eskisi üzere ‘Biz kendi kendine yeten bir ülkeyiz’, bunlar kalmadı. Pazar artıkları parayla satılıyor. Ülke bu halde. Bakın bebek maması diyorum en kolay örnek, devletin neden bebek maması fabrikası yok? Bu nizamın devam etmesini savunan bir kişi bana çıksın bunu anlatsın.
“SİYASETİN ÖZNESİNİN HALK OLMASINI İSTİYORUZ”
TİP Genel Lideri Erkan Baş ise yaptığı konuşmasında, halkın siyasetin öznesi olmasının değerini vurgulayarak şöyle devam etti:
– Biz siyasetçi değiliz, devrimciyiz. Siyasetçilik diye bir makam olmaz. Asil olan millet, millet size vekalet veriyor lakin aldığınız vekaletle milletin üstüne çıkmaya çalışıyorsunuz. Kıymetli olan halktır, millettir. Türkiye’de siyaset külliyen yanlış eksende kurulmuş durumda, biz siyasetin öznesinin halk olması gerektiğini, bugün bildiğiniz siyasetçilerin ‘sıradan insanlar’ diye küçümsediği insanların olmasını istiyoruz.
– Elimde sihirli değnek olsa, bugün uygulanan siyaset anlayışını değiştirmek isterim. Çalışanlar siyaset yapmalı diyoruz, neden? Çalışanlara ‘Siyaset yap’ desek, ‘Bırak biz ekmeğimizin derdindeyiz’ diyorlar. Siz ekmeğinizin peşindesiniz fakat ekmek alamayacak hale geliyorsunuz. ‘Ben siyasetle ilgilenmiyorum’ diyoruz fakat yarın öbür gün çoluğumuz çocuğumuz hastaneye düştüğünde, hastaneye ne kadar ödeyeceğinizi siyaset belirliyor. Siyaset hayatımızın her alanını etkiliyor; fakat bize siz ‘Siyaset yapmayın’ diyorlar.
“SİYASET BİR OYUNSA, SEYİRCİSİ OLAMAYIZ”
– Kim ki size ‘Sizi ben kurtaracağım’ diyorsa size palavra söylüyor. Bu ülkenin yüzde 99’unu oluşturanlar, yarın işe gitmezse aç kalacak olanlar yan yana gelmezsek, bizi bizden oburu kurtaramaz. Hiç kimseye özel olarak itimat beslememize gerek yok, mukadderatımızı kendi ellerimize almamız lazım. Benim bütün yurttaşlardan istediğim şey şu, siyaset siyasetçilere bırakılamayacak kadar kıymetlidir. Siyaset bir oyunsa, bizim seyircisi olabileceğimiz bir oyun değil. Bu memleket lakin ve lakin hepimiz oyuncu olursak kurtulur.
KAYNAK : Sözcü
