Sinema sanatkarı ve eski Şişli Belediye Lideri Fatma Girik; vefatının 1’inci yıl dönümünde yol arkadaşları, dostları ve sevenleriyle anıldı. Şişli Belediyesi Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde gerçekleştirilen merasimde bir taraftan sanatkarın hayatında yaşadığı anılar anlatılırken bir taraftan da plakta bir vakitler seslendirdiği ‘Aşk Büğümü ve Su Sızmazdı Aramızdan’ kesimleri çaldı. Sanatkarın seslendirdiği modülleri dinleyen sevenleri ve arkadaşları ise hisli anlar yaşadı.
NUR SÜRER: KADİR İNANIR DAİMA BİZE KIZARDI
Törende gözyaşlarını tutamayan Parıltı Sürer “Bizim için konuşmak çok sıkıntı. Buraya gelirken 1 yılın ne kadar çabuk geçtiğini düşündüm. Güya bu türlü dün daha kent tiyatrolarındaymışız üzere. Fato ile 1985’te tanıştım. Yılanların Öcü sinemasında birbirimizi çok sevdik. İkimiz de biraz serseriydik. Onun bir minibüsü vardı. Birlikte sabah çıkıp çalışacağımız köye giderdik. Kadir İnanır çok sonlanırdı bize. ‘Kadın başınıza minibüslerle gidiyorsunuz geliyorsunuz köye’ filan diye. Sonra natürel hiç kopmadık yani ölünceye kadar. Ölünceye kadar elini benim sırtımdan hiç çekmedi?” dedi.
MÜJDAT GEZEN: DÖRT YAPRAKLI YONCANIN BİRİNCİ YAPRAĞI OYDU
Film çekimleri ve çekim dışında her vakit Girik ile çok fazla güldüklerini belirten Müjdat Gezen, “Fato benim için en sağlam karakterli insanlardandır. Dört yapraklı yoncanın birinci yaprağı odur. Fato 1966’da birinci sinemamızı çektiğimizden beri benim en yakın arkadaşımdan öte, dostumdu. Memduh abiyi de onu da çok seviyordum. Memduh abi hayatını kaybettikten sonra Fato, kendini toparlayamadı. Çok hüzünlüydü. Hastalandığı devirde yürüyememeye başlayınca tabip ile temas kurdum. Hekim, özel bir yelek olduğunu ve onu giyerse güzel olacağını söyledi. Onu Türkan ile hastaneye ziyarete gitmiştik. Beyin ameliyatı olmuştu, ayaklarına hükmedemiyordu yürürken. Berbat bir hastalıktı yani. Lakin o yelek, hudut sistemini, beyni temizliyor. Hangi adımı atacağını söylüyor. Baktım Fato da sokağa çıkamıyor. O yeleği getirtmek istedik. Sonra bir gün o acı haberi duyduk. Beni inanılmaz hırpaladı, yıktı. Fatoyla dostluğum daima devam etti, edecek. Onun sevgisi, hayata hoş bakışı, Şişli’nin eski belediye başkanlığı vakti hiç gözlerimin önünden gitmiyor. Çok öbür bir insandı” diye konuştu.
HALİL ERGÜN: KENDİNİ HİÇBİR VAKİT MERKEZ YAPMADI
Oyuncu Halil Ergün de şunları söyledi: “Bu akşam bir tarafıyla onun hayatının zenginliğinin, emeğinin, primlerinin tadı konusunda övünç duyarak onu hatırlıyorum. Bir tarafıyla onu kaybetmenin hüznünü yaşıyoruz. Çok yakın dostumdu, daima o denli oldu, arkadaşım oldu. Sinema çektim kendisiyle. Bir de halkımız tarafından çok az yakalanabilir, kendini merkez yapmayan şöhretlerinden biriydi. Acı çekiyoruz lakin çiçekler içinde yatsın.”
AHU TURANLI: BU ÜLKENİN İNSANLARI İÇİN ELİNDEN GELENİ YAPARDI
Fatma Girik’in manevi kızı Ahu Turanlı hislerini şöyle tabir etti: “Teyzemdi lakin ben onun elinde büyüdüm. Benim annemdi. Çok üzgünüm, tam 1 yıl, çok güç bir halde geçti. Onun yokluğuna, onsuzluğa alışmak çok zordu. Maalesef elimizden bir şey gelmiyor. Fatma annem bir kez insanları, hayvanları, ülkesini çok severdi. Yani bu ülke için insanları için elinden geldiğince her şeyi yapmak isterdi. Onun yokluğuna alışmak hem bizim hem de milyonlarca seveni için çok sıkıntı. O dört yapraklı yoncadan biriydi. Son vakitlerinde da her vakit yanındaydım. Güzelleşmeyi çok istiyordu. İçimiz bu gece buruk lakin bir taraftan sevenlerinin burada olması beni keyifli ediyor.”
ÜMİT EFEKAN: SİNEMALARINDA DİREKTÖRLÜK YAPMAK GURUR VERİCİYDİ
Fatma Girik’in bir vakitler direktörlüğünü yapan Ümit Efekan, “Fatma Girik; ülkemizin bir büyük sanatkarı, halkın sevgilisi, canımızdır. Benim de ömrüm onunla geçti. Sinemalarında direktörlük yapmak, dizilerinde direktörlük yapmak bana daima onur verdi. Her bölümün büyük oyuncusuydu. Ablamı kaybetmiş üzereyim. O, bir direktörün yanında, ardında nasıl durulurun örneğidir. Türk halkı için ölmedi. O özeldi, değerliydi, büyük oyuncuydu” açıklamasını yaptı.
(DHA)
KAYNAK : Sözcü
