Çiğli Köyiçi Mahallesi’nde 15 Ağustos 2017 tarihinde, Buket-Serkan Sakin çiftinin oğulları Alperen, Çiğli Özel Sevgi Yumağı Anaokulu’na götürülmek üzere servis minibüsü sürücüsü Taner İşgören (50) ile rehber işçi Dilara Kamberler’e teslim edildi.
Öğrenciler indirildiği sırada Kamberler, ağlayan bir çocuğu alarak okula girdi. Serviste uyuyan Alperen’i fark etmeyen sürücü, aracı okulun yanındaki boş yere çekti. Sıcak havada serviste unutulan küçük çocuk, havasızlıktan ömrünü yitirdi.
Olayın akabinde anaokulunun sahibinin de ortalarında bulunduğu 6 sanık hakkında ‘taksirle adam öldürme’ ve ‘delilleri yok etme’ cürümlerinden dava açıldı. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14’üncü Ceza Dairesi’nce yapılan son yargılamada; Taner İşgören’e 6 yıl 8 ay, kreş sahibi Yurdagül İşgören’e 7,5 yıl, öğretmen İstek Gülmez’e 2,5 yıl, Dilara Kamberler’e 5 yıl, okul müdürü Bekir Gül’e 3 yıl 20 gün ve okul vazifelisi Ahmet Somun’a ise 2,5 yıl mahpus cezası verildi.
Alperen Sakin’in vefatına ait Çiğli İlçe Ulusal Eğitim Müdürü Mesut U. ile şube müdürleri Hüseyin B. ve Şener Ş. hakkında da ‘görevi ihmal’ hatasında açılan davada sanıklar, 1 yıl 3’er ay mahpus cezasına çarptırıldı, kararın açıklanması geri bırakıldı.
MAHKEME YÜZDE 50 KUSURLU BULDU
Olayın akabinde aile, Ulusal Eğitim Bakanlığı’na da maddi ve manevi tazminat davası açtı. İzmir 5’inci Yönetim Mahkemesi, birçok çocuğun 36 aylıktan küçük olmasına karşın çeşitli tarihlerde olayın olduğu anaokuluna kabul edildiğini, kayıt dışı ve mevzuatta aranan şartları taşımayan servis vazifelilerinin okul bünyesinde çalıştırıldığını belirtti.
Bu nedenle davalı yönetimin olayda gereken tüm dikkat ve itinası göstermediği ve sorumluluğundaki anaokullarında kontrol sorumluluğunu tam olarak yerine getirmediği tabir edildi. Mahkeme, Alperen Sakin’in 33 aylıkken okula kayıtsız kabul edildiğini, ailesinin de anaokuluna kayıtsız kabulüne göz yumduğu belirterek, davalı yönetim ile ailenin yüzde 50 kusurlu olduğuna kanaat getirdi.
Tüm bunları göz önüne alan İzmir 5’inci Yönetim Mahkemesi, Alperen’in anne ve babasına 162 bin 491 lira ‘destekten mahrum kalma’ tazminatı, 175’er bin lira manevi tazminat ve 2 kardeşine de 75’er bin lira olmak üzere toplamda 662 bin 491 lira ödenmesine karar verdi.
“BÖYLE BİR ŞEYİ KABUL ETMİYORUM”
Alperen’in babası Serkan Sakin, Yönetim Mahkemesi’nin kararına nazaran kendisinin de yüzde 50 oranında kusurlu bulunmasına reaksiyon gösterdi. Sakin şöyle konuştu:
“Milli Eğitim Bakanlığı’na açılan tazminat davasını kazandık. Buradaki gayemiz katiyen maddiyat değil. Hedefimiz farkındalık oluşturmak. Vazifelerin titizlikle yerine getirilmesi, öteki çocukların canlarından olmaması ve ailelerin gözyaşının akmaması.
Ben yüzde 50 kusurlu bulundum. Bunu kabul etmiyorum. Zira o periyot Almanya’dan gelmiştim. 36 ay öncesi çocuğun okula verilmesi, prosedürlere uygun değilmiş. Gurbetçi bir aile olarak bu bahisten bilgimiz yoktu. Bir anket yapılsa halkın çoğunluğu da esasen bilmiyor. Ayrıyeten uyarılmamıştık. Bunun yanında, Alperen vefat ettiğinde, 38 aylıktı. Yani 36 aylık üzeriydi. Olay yaşanana kadar kurumu denetlemesi gerekenler neredeydi? Neden bize kusur bulundu? Katiyen bu türlü bir şeyi kabul etmiyorum. Bir üst mahkemeye gidip hakkımızı arayacağız. İnşallah öbür anne babaların, çocukların canı yanmaz.”
HAYIR KURUMLARINA BAĞIŞLAYACAK
Serkan Sakin ayrıyeten mahkemece kendilerine ödenmesine karar verilen 662 bin 491 lirayı da hayır kurumlarına bağışlayacaklarını belirtti. (DHA)
DHA
KAYNAK : Sözcü
