CHP’li Emecan’ın konuşması şöyle:
* 2002’de bu ülkede net minimum fiyat 184 lirayken en düşük memur emekli aylığı 377 lira yani yaklaşık 2 katı. En düşük emekçi emekli aylığı 257 lira, bakın 1,5 katı. Yani iktidara geldiğinizde memurun, çalışanın en düşük emekli aylığı bakın taban fiyatın katbekat üzerinde. Şu anda geldiğimiz noktaya baktığımız vakit minimum fiyatın kat kat altına düşmüş durumda. Yani yirmi yılda 13,9 milyon emeklinin hakkının nasıl yendiği bu sayılarla ortada.
* Bu hesap üzerinden bir hesap yaparsak en düşük esnaf emekli aylığının 6.923 lira olması lazım, en düşük personel emekli aylığının 11.861 lira olması lazım, tekrar en düşük memur emekli aylığının 17.377 lira olması gerekiyor. Artık, siz ne veriyorsunuz? 5.500 lira yani her 4 emekliden 3’ü taban fiyatın altında kalacak, hatta minimum fiyatı de geçtim açlık hududunun altında.
* Bugün belirlenen 7 bin lira, 8 bin lira, 9 bin liralara yanlışsız açlık hududu gidiyor maalesef, açlık hududunun da altında kalacak. Aslında sorun ne biliyor musunuz? Neden yüzde 30’un üstünde artırım yapamıyorsunuz? Neden 5.500 liranın üstünde veremiyorsunuz tam da seçime giderken, elinizi niçin bu kadar dar tutuyorsunuz? Zira tutmak zorundasınız, zira deniz bitti.
“YÜZDE 30 ARTIRIMIN NEYİYLE ÖVÜNÜYORSUNUZ?”
* Evvel yüzde 30 artırımla başlamak istiyorum. Artık yönetemediğiniz bir sürece girdiğinizi kabul etmeniz lazım. Memur ve emekli kontratlı çalışanlara ocak-haziran devri için yüzde 25 artırım açıklandı. E pek natürel ki seçim devri, gelen yansılar, enflasyon oranının çok çok altında kalmış olmasıyla Sayın Cumhurbaşkanı biraz da lütfederek bu artırımı yüzde 30’a çıkardı. Sizlerin bu yüzde 30 oranıyla övünüyor olmasını esefle karşıladım nitekim.
* Hani sessizlik içerisinde kalsanız daha kabul edilebilir olabilirdi diye düşünüyorum. Bir defa, kimin parasını kime veriyoruz? Vatandaştan toplanan vergilerle oluşan bütçeden, bu ülkeye emek veren personele, memura ve emekliye bir hisse ödüyoruz; evvel bunun altını çizelim yani lütufta bulunmuyoruz aslında. Artırımın verilişi bile devlet ciddiyetinden uzaklaşmış durumda.
“TÜİK ARTIK YOK KARARINDA BİR KURUM HÂLİNE DÖNÜŞTÜ”
* Yüzde 30’la ilgili söyleyecek çok şey var. Burada enflasyonlar ortası bir tartışma sürüyor zira 3 tane enflasyon kıymetini konuşuyoruz. Zira TÜİK’in artık hiçbir inandırıcılığı kalmadı. İTO enflasyonu var. Öteki ne var? ENAG enflasyonu var, bir de TÜİK enflasyonu var. 2022 yılı enflasyonu ENAG’a nazaran yüzde 138, İTO’nun, İstanbul Ticaret Odasının endeksine nazaran yüzde 93, TÜİK’e nazaran ise baz tesiriyle birlikte yüzde 64 olarak açıklandı. Nereden bakarsak bakalım ortada uçurumlar var. Önemli uçurum var. Yani ENAG enflasyonuyla ortada 74 puan, İTO’nun enflasyonuyla 29 puan var.
* Olağan ki “Şöyle açıklandı, işte, bu türlü belirlendi enflasyon oranları.” diyebilirsiniz, bunları konuşabilirsiniz, tartışabilirsiniz ancak 2 tane değil, 3 tane pahadan bahsediyoruz ve kıymetlerden bir tanesi de İstanbul Ticaret Odasının. O yüzden, açıklanan bu pahaları katiyen yok sayamazsınız, hele de TÜİK’in artık bu kadar tartışıldığı bir süreçte zira TÜİK artık yok kararında bir kurum hâline dönüşmüştür. Aralık enflasyonunu da TÜİK yüzde 1,2 açıklayarak aslında emeklinin, memurun, emekçinin, maaşının aylığının fiyatının belirlenmesinde aslında cebinden hakkının çalınmasına yeniden bir katkıda bulunmuştur.
“VERDİĞİNİZ BU ARTIRIMLA HAYAT PAHALILIĞININ ALTINDAN NASIL KALKACAK VATANDAŞLAR?”
* Daima enflasyon sayıları üzerinden konuşuyoruz fakat biraz da fiyatlar üzerinden konuşalım. Fiyatlara baktığımızda, çarşı pazar yanıyor, kan ağlıyor, beşerler sahiden meskenine ekmek götüremiyorlar, alım güçleri büsbütün düşmüş; kuru soğana gelen artırım bir yılda yüzde 315 olmuş, toz şekere yüzde 165. Lahana yüzde 159 zamlanmış, pirinç yüzde 124.
* Bakın, pasaport harçlarına yüzde 123 artırım geldi. Haydi besinden öteki bir alana geçelim. Doğal gaza yüzde 166 artırım. Ya, sizin bu verdiğiniz yüzde 30 artırımla, emekliye reva gördüğünüz 5.500 TL’yle bu enflasyon, bu pahalılığın altından bu vatandaşlar nasıl kalkacaklar? Ya, buna inanabiliyor musunuz sahiden? Sayılar ortada.
“BAKAN ALİM’E KELAMINI İADE EDİYORUZ”
* Bir de Bakan Bilgin’in açıklamasına değinmek istiyorum, şöyle bir açıklaması olmuştu: “‘Acaba taban fiyat üzerinden, memurlara da taban fiyat kadar, yüzde 55 artırım yapılır mı?’ biçiminde yani bu yapılır mı üzere saçma sapan tartışmalar var.” Diyebildi. Bunun neresi saçma sapan bir tartışma? Vallahi bu kelamı kendisine biz iade ediyoruz, Sayın Bakanın bir defa daha düşünmesini rica ediyoruz bu kelamı üzerine.
KAYNAK : Sözcü
