Günde en az 10 bin adım atmalıyız diye öğrendik. Pekala neden? Nedenini sorgulamadan inandığımız şeylerden sırf biri bu. En azından yararlı. Elbette günde 10 bin adım atmak sıhhatimiz için yararlı olacaktır.
Peki bu nitekim gerekli mi? Yoksa bu yalnızca bir pazarlama stratejisi mi? Hepimize kodlanan ‘günde 10 bin adımın’ çıkış noktası gerçekte ne? Sağlıklı olmak için sahiden en az 10 bin adım mı atmalıyız? Hepsi ve daha fazlasını sizin için araştırdık.
Kaynak: https://www.iflscience.com/do-we-real…
Yeni bir yıla girdik ve her yıl olduğu üzere bu yeni yılda da kendimize kelamlar verdik.
En çok verilen kelamlardan biri de malum kilo vermek, sporu hayatımıza katarak daha sağlıklı yaşamaya başlamak.
İtiraf ediyorum benim de bu yeni yılda amaçlarımdan biri bu. Bunun için en kolay ve keyifli yol ise yürümek.
Yürümek denince de maksat muhakkak: Günde 10 bin adım! Hiç spor yapmayan biri için 10 bin adımla başlamak çok korkutucu gelebilir.
10 bin adımı tamamlayamayınca da yaşanan moral bozukluğu ve motivasyon düşüklüğü de eforu.
Sizi rahatlatacak bir haberimiz var. 10 bin adım atmak yerine olağanda attığınızdan birkaç bin adım fazla atmanız bile size güzel gelecektir.
Hiç hareket etmeyen birinin günde 4 bin adım atmaya başlaması bile sıhhat açısından epeyce yararlı olacaktır. Kendinizi 10 bin adım gayesine yönlendirip başarısız hissetmektense, sürdürülebilir bir adım sayısı ile hayat tarzınızı değiştirmeniz daha sağlıklı olacaktır.
Yapılan bir araştırmaya nazaran, yaşı ileri olan bireylerin günde 4 bin 400 adım atması, sağlıklı ve uzun bir hayat için kâfi.
Peki daha genç olanlar için adım sayısı nasıl olmalı? Bunun için de araştırmalar gösteriyor ki 8 bin adım genç bir birey için pek kâfi.
Elbette daha fazla yürümenin bir sakıncası yok. Fakat burada üzerinde durmak istediğimiz mevzu, 10 bin adım için aslında kendinizi zorlamanıza gerek olmadığı.
Ekim 2022 yılında yapılan bir araştırmaya nazaran günde 8 bin 200 adım atmanın; obeziteye, uyku apnesine, reflüye ve depresyona karşı muhafaza sağladığı ortaya konuyor.
Peki madem o denli bize neden 10 bin adım olarak dayatıldı diye düşünüyor olabilirsiniz. Bunun nedeni de aslında büsbütün bir pazarlama stratejisi.
1965 yılında Japonya’da Yamasa Clock tarafından üretilen bir pedometre. Her şeyi başlatan ünlü isim o: Manpo-kei!
Japonya’da üretilen Manpo-kei isimli pedometrenin söz manası ’10 bin adım ölçer’ ve işte 10 bin adım da tam olarak bu pedometre ile hayatımıza giriyor.
Bu pedometreye bilhassa ’10 bin adım ölçer’ manasına gelen ‘Manpo-kei’ ismi veriliyor ve bu da yıllar geçtikçe, dünya genelinde ‘günlük atılması gereken adım hedefi’ olarak kalıyor.
Bu yüzden sağlıklı olmak için 10 bin adım gayesine yönelmek yerine, daha çok hareket etmeye yönelmek en doğrusu. Çocuklarınızla hareketli oyunlar oynamak, meskeni temizlemek, asansör yerine merdiven kullanmak üzere gün içerisinde alışkanlık haline getirebileceğimiz aktivitelerle daha sağlıklı ve uzun bir yaşama kavuşabiliriz.
Ulster Üniversitesi’nde antrenman ve sıhhat profesörü Marie Murphy de bu mevzuya parmak basan araştırmacılardan biri olmuş.
10 bin adım atmayı takıntı haline getirmek yerine, farklı antrenmanlar yapabilir, futbol oynayabilir, çocuklarınızla oyunlar oynayabilirsiniz.
Önemli olanın 10 bin adım atmak değil, hareketsiz kalmamak olduğunu bilmenin itimadıyla, keyifle yapacağınız yürüyüşleriniz olsun.
KAYNAK : Onedio
