KEMAL Kılıçdaroğlu, Tayyip Erdoğan’a yazdığı “Sayın Başbakan” hitabıyla başlayan mektubunda, “Türkiye, barış ve uzlaşıdan yana bir siyaset izleyerek, şiddete son verilmesini sağlamalıdır. Çünkü, Suriye konusunda Türkiye’nin öteki hiçbir ülkeyle kıyaslanamayacak kadar yük ve tesiri vardır” hatırlatmasını yaptı. Mektubun devamında da başta Beşşar Esad idaresiyle temas kurulması olmak üzere 10 unsurluk bir tahlil planı sundu. CHP başkanı, iktidarın önerdikleri noktaya 10 yıl sonra gelmesini SÖZCÜ’ye şöyle kıymetlendirdi:
‘ÖNGÖRÜLÜYÜZ…’
“Şimdi buradaki temel soru şu: Devleti kim güzel tanıyor, devletin çıkarlarını kim âlâ savunuyor? Bizim ne kadar öngörülü olduğumuzu, devleti nasıl tanıdığımızı, Türkiye’nin çıkarlarını savunduğumuzu bir sayfalık mektupla devrin başbakanı Erdoğan’a göndermişim. Mektubumda ülkenin turizmden, endüstriye, Ortadoğu siyasetlerine kadar dikkati çekmişim. O devir tekliflerimizin hepsini reddetti. Artık, bütün bağları düzeltmek için kapı kapı geziyor, yalvarıyor.”
İTİBARA DARBE…
“Putin’e gidiyor yalvarıyor; (Beni görüştürün, beni barıştırın) diye. Hiçbir devir Türkiye’nin prestiji bu kadar yerle bir edilmemişti. Niye yaptın? Hani, (Tükürdüğün testiden, tastan sana su içirtirler) derler ya… Maalesef Türkiye’yi o noktaya getirdi. Bunu üzülerek söz ediyorum. Bir de bu kişi, kendisini (dünya lideri) olarak tanıtıyor . Gittiği her kapıda yüzüne bakılmayan, gittiği her kapıda yalvarıp yakaran bir kişi. Bazen Mısır’a, bazen Suudi Arabistan’a gidiyor (Acaba bizi Mısır Devlet Lideri’yle barıştırır mısınız) diye. Putin’e gidiyor, (Esad’la barıştırır mısınız) diye. Dış siyasette bu kadar büyük itibarsızlığın yaşandığı hiçbir devir görülmedi. Daha acı olanı ise koskoca Dışişleri Bakanlığı’nın tümüyle devre dışı bırakılmasıdır..”
Kılıçdaroğlu, 10 yıl evvelki mektubunda belirttiği sorun ve tahlil tekliflerinin geçerli olup olmadığıyla ilgili sorumuzu da şöyle yanıtladı:
CİHANDA SULH…
“Aynen geçerli. Artık benim dediğim noktaya geldi fakat kendisinin muhatapları maalesef sırtını dönüyor, Erdoğan’a güvenmiyorlar. Elbette ki Suriye ile münasebetlerin düzelmesini, Ortadoğu’daki bütün ilgilerin düzelmesini isteriz. Erdoğan, Atatürk’ün (Yurtta barış, dünyada barış) kelamının ne manaya geldiğini bilseydi, zati bunu yapmazdı. Bunu söyleyen kişi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Ömrü savaş meydanlarında geçti. Bir taraftan Esad ile görüşmeye gideceksin, öbür taraftan ‘Ben Suriye’ye saldıracağım’ diye açıklamalar yapacaksın. Bu kadar büyük bir dengesizlik, bu kadar büyük bir öngörüsüzlük bizim tarihimizde hiç olmadı.”
MASADA SORUN YOK!
Kemal Kılıçdaroğlu, Altılı Masa’da ‘sorun’ yaşandığı tezini “Asla gerçek değil” diye yalanladı. 2023 için, “Yeni bir umut oluşacak. Bunu bütün vatandaşlarımızın bilmesini isterim” iletisini verdi.
