Tükettiğimiz gıdaların sıhhatimize yararlı olması için doğal olmaları kadar gerçek tüketilmeleri de çok değerli. Aksi takdirde vitamin ve mineral kaybından kilo alımına kadar birçok problemle karşı karşıya kalabileceğimizi belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Başak İnsel Aydın, yanlış beslenme alışkanlıklarının kimilerini şöyle sıraladı…
Başak İnsel Aydın
Yemekten çabucak sonra meyve yemek
Bu toplumumuzda sık görülen yanlış bir alışkanlıktır. Meyveyi kahvaltıda yahut çok geç saatlere kalmayacak formda gün içindeki orta öğünlerimizde tüketmek daha hakikat olacaktır. Zira geç saatlerde fizikî aktivite seviyemiz düşer ve bu saatlerde tüketilen meyve yağlanmaya yol açarak kilo artışına neden olur.
Demir içeren besinlerin yanında çay-kahve içmek
Çay ve kahve içerdikleri tanen hususu münasebetiyle demir emilimini azaltmaktadır. Bu nedenle demir tarafından varlıklı bir yemekle çay kahve tüketilmemelidir. Çay ya da kahve tüketilmek isteniyorsa yemekle ortasında 2 saat olmalıdır. Tüketeceğimiz çayı açık içmekte ve C vitamini istikametinden güçlü limonla tüketmekte yarar var.
Demir ve kalsiyum içerikli besinleri birlikte tüketmek
Bazı çalışmalarda kalsiyumun demir emilimini azalttığı bildirilmiştir. Demir içeriği güçlü besinlerle (kırmızı et, beyaz et, koyu yeşil yapraklı sebzeler vb) birlikte kalsiyum içeriği güçlü besinleri (süt, yoğurt, ayran vb) tüketmek gerçek bir tercih değildir. Et, tavuk üzere demir tarafından varlıklı besinlerle birlikte yoğurt ve ayran üzere besinler yerine salata tüketmek daha doğrudur. Bilhassa bol limonlu bir salatadaki C vitamini demir emilimini artırır. Ispanağı da yoğurt, ayran üzere kalsiyum açısından güçlü bir besinle tüketmek yerine yumurta, kıyma üzere demir tarafından güçlü besinlerle tüketmek bilhassa demir eksikliği olan bireyler için daha sağlıklı bir seçenek olacaktır.
Düşük kalorili beslenmek
Düşük kalorili beslenmek beden tartısının süratli kaybına; yağsız beden kitlesinin daha da azalmasına, bazal metabolizma suratının azalmasına, kaybedilen yükün korunmamasına ve kimi kıymetli vitamin mineral eksikliklerine neden olabilir.
Ekmeği büsbütün kesmek
Sık görülen öteki bir yanlış alışkanlık da diyet yaparken ekmeği ve karbonhidrat kümesini hayatımızdan büsbütün çıkarmaktır. Bedenimizin muhtaçlığı olan günlük alınması gereken bir karbonhidrat ölçüsü vardır. Ekmeği ve karbonhidrat kümesini büsbütün kestiğimizde ya da kâfi ölçüde tüketmediğimizde kan şekerimiz düşer, glikojen depomuz boşalır, kas proteinleri yıkıma uğrar bu da kas kaybı manasına gelir.
Proteinde ölçüyü kaçırmak
Birden fazla protein kaynağını birlikte tüketmek yerine karbonhidrat-protein-yağ istikrarını sağlayabileceğimiz bir öğün tüketmek daha gerçek olacaktır. Zira her besinin fazlası bedenimizde nasıl yağa dönüşürse proteinin fazlası da birebir halde yağa dönüşecektir.
Sıcak süte bal eklemek
Balı çok sıcak bir süte ek ederek ya da sütle birlikte çok yüksek sıcaklıklara kadar kaynatarak tüketmek yanlışsız değildir. Bal yüksek sıcaklıklara maruz kaldığında vitamin, mineral, enzim vb besin kıymetlerinde kayıplar oluşur. Bal bilhassa de 60-65 derece ve üzerindeki sıcaklıklara uzun müddet maruz kalırsa HMF denilen kanserojen hususlar oluşabilir. Balı sütle birlikte tüketmek istiyorsak da ılık, oda sıcaklığındaki süte karıştırarak çok bekletmeden tüketmemiz gerekir.
Karbonhidrat protein-yağ istikrarında dikkat etmemek
Öğünümüzü tüketirken kesinlikle karbonhidrat-protein-yağ istikrarına dikkat etmemiz gerekir. Örneğin et, tavuk, balık üzere protein kaynakları salata, çorba ile birlikte ya da kurubaklagil yemeği, salata, çorba ile birlikte tüketilebilir. Bir öbür alternatif olarak zerzevat yemeği; yoğurt, tam tahıllı ekmek üzere besinlerle tüketilebilir.
