Adalet Bakanı Bozdağ, Yozgat’ta başörtüsü ile ilgili kanun teklifine ait açıklama yaptı. Bozdağ, şunları söyledi:
* “Meclis’te kümesi bulunan her bir siyasi partiye, milletvekillerimize ben de davette bulunuyorum. Gelin bu teklifi birlikte maddeleştirelim. Gelin temel hak ve hürriyetler, din ve vicdan, insan hakları hukuk devleti konusunda ülkemizin çıtasını bir üst noktaya taşıyan bu teklifi Anayasa kararı haline dönüştürmenin onurunu da gururunu da onurunu de birlikte paylaşalım. Zira bu son derece kıymetli bir husus siyasetin üstünde halkın tabanda ittifak ettiği temel bir bahistir.
* Buradan ayrışma çıkarmak yahut da ‘hayır’ demek için mazeret üretmek kimseye yarar vermez. Teklif 400’ün üzerinde bir oyla kabul edildiği takdirde referanduma götürülmeyeceği dün de açıklandı. Sayın Cumhurbaşkanımız daha da evvel açıkladı. Bugün bir defa de ben söylüyorum. Şayet bu teklif yasalaşma hududu olan 400 ve üzeri oyla TBMM’de kabul Edilirse, Sayın Cumhurbaşkanımız referanduma götürmeyecektir. Yetkisi var; fakat takdire bağlı değil. Zira bizim hedefimiz buradan rastgele bir siyasi beklenti değil. Bu sorunun Türkiye’nin gündeminden kalıcı olarak çıkmasıdır.”
“HAK YERİNİ BULSUN DİYE BEN KONUŞMUYORUM”
Görülen davalar hakkında konuşulmasının Anayasa’nın 138’inci unsuru ile yasak olduğunu söyleyen Bozdağ, “Zaman vakit tenkitlere muhatap oluyoruz. Bir dava oluyor, ‘Adalet Bakanı nerede’ Adalet Bakanı olarak ben her davada bir açıklama yaparsam o vakit adaletin terazisi nasıl dosdoğru tartacak? ‘Yargı bağımsız ve tarafsız karar versin’ diye konuşmuyorum. Yoksa benim de her mevzuda söyleyecek bir sürü kelamım var; ama bulunduğum pozisyon itibariyle, ‘adalet terazisinin ayarı bozulmasın, yargının bağımsız ve tarafsız işleyişi halel görmesin, adalet yerini bulsun, hak yerini bulsun’ diye ben konuşmuyorum” tabirlerini kullandı.
“KARARI VERECEK YARGIDIR”
Herhangi bir davayla irtibat kurmaksızın genel çerçevede bir tabirde bulunmak istediğini söz eden Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:
* “Çocukların cinsel istismarı, din, ahlak, hukuk, kültür dahil bizim kutsal saydığımız her kıymeti ayaklar altına almak, çiğnemektir. Çocukların cinsel istismarı bir insanlık kabahatidir. Bunun karşılığı da elbette bizim hukukumuzda vardır. Hukuk bu türlü bir tez gündeme geldiği vakit evrak, kanıt, taraflar, sav, savunma, her şeyi kıymetlendirir. Kararını ona nazaran verir. Ben hakim değilim. Ben savcı değilim. Kararı verecek yargıdır, mağdur şikayette bulunmuş.
* Cumhuriyet savcılığı soruşturma yapmış iddianamesini düzenlemiş, davasını açmış. Mahkeme, iddianameyi kabul etmiş, duruşma gününü vermiş, hukuk işliyor. Yargılama sonunda da maddi hakikat bütün taraflarıyla ortaya çıkacaktır. Hukuka, güvenmek, hukukun sağlıklı işleyişine güvenmek bizim için kıymetlidir. Kıymetli olan hukukun işlenmesidir.
* Üzeri örtülen kapatılan bir şey yok, bu işi ortaya çıkaran aslında yargıdır. Yargı bu bahiste gereğini takdir edip pahalandırıyor. Onu yargının yerine geçerek yargıya buyruk ve talimat verecek bir durum bende yok. Hiç kimsede de olmaması lazım. Değerli olan hukukun sağlıklı ve tarza, yasaya uygun işlemesidir.” DHA
