TBMM Genel Şurası’nda bugün Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Ulusal Savunma Bakanlığı ile bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor.
“DÜŞMANCA İFTİRALAR BÜSBÜTÜN GERÇEK DIŞIDIR”
Genel Kurul’da yürütme ismine kelam alan Ulusal Savunma Bakanı Hulusi Akar, özetle şunları söyledi:
* “Kahraman ordumuzun başarılarına gölge düşürmek, terör örgütüne nefes aldırmak, adeta teneffüs aygıtı bağlamak isteyenlerin Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kimyasal kullandığı ve gibisi düşmanca iftiraları büsbütün gerçek dışıdır, bir hezeyandır. Bilhassa yurt dışında bir algı oluşturmaya yönelik ‘çamur at izi kalsın’ gayretidir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde kimyasal silah ve mühimmat geliştirilmemekte, üretilmemekte, stoklanmamakta, kullanılmamakta; envanterde memleketler arası hukuk ve mutabakatlarla yasaklanmış hiçbir silah ve mühimmat bulundurulmamaktadır. Buna karşın hâlâ mesnetsiz argümanlar dillendiriliyor.
* Kimyasal Silahların Önlenmesi Mutabakatı’na nazaran, göz yaşartıcı mühimmatın kolluk faaliyetlerinde yahut özel operasyonlarda ve insan hayatını korumak gayesiyle kullanılabileceği kabul edilmektedir. Bu mevzuda dikkat ve hassasiyet gösteren, yerli ve ulusal bir duruş sergileyen siyasi partilerimize, tüm kurum ve kuruluşlarımıza, basın mensuplarına ve bizleri her vakit destekleyen vatandaşlarımıza bakanlığımız ismine şükranlarımı sunuyorum.
* İçeride ve dışarıda yapılan başka bir kara propaganda da terörle çabamızın Kürt kardeşlerimize karşı olduğu iftirasıdır. Bu palavradır, bu alçaklıktır. Bir kere daha vurgulamak isterim ki bin yıldır bu coğrafyayı, ekmeği, suyu birlikte paylaşan Türkler ve Kürtler, kardeştir. Bunun en açık göstergesi de vatan için, bayrak için, Cumhuriyet için omuz omuza çaba ederken canlarını feda eden ve şehitliklerimizde yan yana yatan kahramanlarımızdır, şehitlerimizdir. Tek amacımız, teröristlerdir. Terörist neredeyse amacımız orasıdır.
“TSK, DEAŞ’LA GÖĞÜS GÖĞÜSE ÇABA EDEN TEK ORDUDUR”
* Suriye’deki gelişmelere bakıldığında; 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünden kısa bir mühlet sonra hudutlarımızın ve vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak için Suriye’nin kuzeyinde, PKK/PYD/YPG ve DEAŞ üzere terör örgütlerine karşı kapsamlı operasyonlar icra edilmiştir. Muvaffakiyetle icra edilen bu operasyonlar ile ülkemizin güneyinde kurulmak istenen terör koridoru engellenmiş, yeni bir göç dalgası ve insanlık dramının yaşanması önlenmiştir. Terör koridoru engellenmeseydi bugün çok daha güç ve karmaşık durumlarla karşı karşıya kalacağımızın uygun bilinmesi ve anlaşılması lazım.
* Burada bilhassa hatırlatmak isterim ki TSK, DEAŞ’la göğüs göğse gayret eden tek ordudur ve yaklaşık 4 bin 500 DEAŞ’lı teröristi etkisiz hale getirmiştir. Bu operasyonlar sonucunda, 530 bini Türkiye’den olmak üzere 1 milyondan fazla Suriyeli meskenlerine ve topraklarına istekli, inançlı ve saygın bir biçimde dönmüştür. İnançlı hale getirilen bölgelerde hayatın olağanlaşması için de ilgili bakanlık, kurum ve kuruluşlar ile koordineli olarak çalışmalarımız devam etmektedir.
“YUNANİSTAN’IN YAPTIĞI HER TÜRLÜ HAKSIZ, HUKUKSUZ HAREKETE GEREKLİ KARŞILIK VERİLMEKTEDİR”
* Türkiye olarak, tüm komşularımızın hudutlarına, hakkına, hukukuna saygılı olduğumuzu; tüm münasebetlerimizde barış, dostluk, diyalog, düzgün komşuluk ve iş birliği beklediğimizi her vakit tabir ettik, ediyoruz. Fakat Yunanistan; akıl, mantık ve hukuk dışı talep ve argümanlar ile daima provokatif aksiyon ve saldırgan telaffuzlarla gerginliği artırmak için her türlü teşebbüste bulunmaktadır. Yunanistan, kurulduğu günden itibaren, Megali İdea peşinde yedi evrede üç kat genişlemesine karşın ‘Yeni Osmanlıcılık’ diye bir kavram uydurarak büyük bir pişkinlikle Türkiye’yi yayılmacılıkla suçlamakta; Türk varlığını yok sayarak asimilasyon siyasetleriyle, baskıyla Yunanistan’da yaşayan Türkleri sindirmeye çalışmakta, terör örgütleriyle iş birliği yaparak teröristlere bilhassa Lavrion kampında her türlü yardım ve yataklığı yapmakta, tüm dünyaca bilinen bu gerçekleri de utanmadan inkâr etmekte, göçmenlere karşı son derece acımasız, insanlık dışı uygulamalarla onları Türkiye sonlarına hakikat itmektedir. Yunanistan’ın yaptığı her türlü haksız, hukuksuz harekete, mütekabiliyet kapsamında diplomatik alanda ve alanda gerekli karşılık verilmektedir.
“TEK TAHLİL HÜKÜMRAN VE EŞİT BAĞIMSIZ İKİ DEVLETİN VARLIĞININ KABUL EDİLMESİDİR”
* Kıbrıs konusunda da tek tahlil, hâkim ve eşit bağımsız iki devletin varlığının kabul edilmesidir. Kıbrıs, bizim ulusal problemimizdir. Garanti ve ittifak antlaşmaları doğrultusunda, geçmişte olduğu üzere bugün de Kıbrıslı kardeşlerimizin yanındayız. Sonuç olarak Kıbrıs, Ege ve Doğu Akdeniz’de diyaloğa açık olmakla birlikte, hiçbir oldubittiye müsaade etmedik, etmeyeceğiz. Kendimizin ve Kıbrıslı kardeşlerimizin hak ve menfaatlerini korumakta azimliyiz, kararlıyız ve buna da muktediriz.
* 40 adet F-16 Viper uçağının tedarikine ve 79 uçağın da modernizasyonuna yönelik çalışılmalar olumlu tarafta devam etmekte ve yakından takip edilmektedir. Bu mevzuda başlangıçtan itibaren ABD’li muhataplarımızın olumlu yaklaşımlarını gördük. Buna bağlı olarak, artık ABD tarafından olumlu ve somut adımlar bekliyoruz. Bu çalışmalarımız ayrıyeten, milletvekillerimizden oluşan heyetlerin ABD’de Temsilciler Meclisi ve Senato’da yaptıkları temaslarla desteklenmektedir.” ANKA
