İYİ Parti, okullarda öğrencilere kahvaltı ve öğlen yemeğini fiyatsız olarak sunulacağı Rüzgar Gülü Projesi’ni 6 Ekim 2021’de duyurmuş, projenin pilot uygulaması olarak belirlenen Antalya’nın Demre ilçesinde UYGUN Parti’li ilçe belediyesi tarafından okullarda hayata geçirilmişti.
İYİ Parti Sözcüsü ve Genel Lider Başdanışmanı Kürşad Kuvvetli, 27 Kasım günü toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımla, Demre İlçe Ulusal Eğitim Müdürlüğü’nün sebepsiz halde proje protokolünü iptal ettiğini duyurdu.
Konuyu bugün partisinin küme toplantısında pahalandıran DÜZGÜN Parti Genel Lideri Meral Akşener, AKP iktidarını ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı çok sert sözlerle eleştirdi. Akşener şunları söyledi:
“Biz, uzunca bir vakittir derin yoksulluk çalışıyoruz. O konutlara giriyorum arkadaşlarımla birlikte. Birçok arkadaşımın kendi imkanları çerçevesinde bir fon oluşturduk, derin yoksulluk fonu. Kitap, kırtasiye eksiği gideriyoruz. Burs vermeye çaba ediyoruz ve o kadar acı ki okul forması alamıyor aileler. Çocuğuna ayakkabı alamıyor aileler.
Kırık buzdolaplarının içinde yalnızca hoşaf buluyorum. Bu ailelerin anneleri, çocukların sabah kahvaltısını, ‘uydur kaydır’ besin hususlarıyla yapıyor. Öğlen yemeğine bir poğaça, elma koyamıyor. Buradan çok şikâyet aldık. Uzun vakittir derin yoksulluk çalışıyoruz. Şahsen kendim gidiyorum. Bu bilginin bir çıktısı olarak, ismine Rüzgar Gülü dediğimiz, öğrencilere fiyatsız sabah kahvaltısı ve öğlen yemeği teklifinde bulunduk, ‘biz yapacağız fakat siz de yapın’ dedik.
Sayın Erdoğan’a ‘siz bunun hayır duasını alın’ dedik. Jenerasyonu kaybediyoruz. 3-4 yaşındaki çocukların kemikleri sayılıyor. 15 yaşındakilerin birçok obez protein almadıkları için! Buna kulak tıkadılar! Demre Belediyesi, pilot olarak başladı bu uygulamaya. Kaymakamlık, Demre Belediyesi’nin bu yemek yardımını ortadan kaldırdı, yasaklandı bu! Kimsesizlerin kimiydiniz o denli mi, haydi be!”
“ZEHİR ZIKKIM OLSUN”
Yoksullukla uğraş için gelmiştiniz değil mi! Ayrımcılık yapmayacaktınız, yasaklarla uğraş edecektiniz! Siz bugün ayrıcalıklı bir sınıf yarattınız! Enesler, Furkanlar, Haticeler ağlarken, siz ‘pudra şekerleri’ çeken, acayip otomobillere binen, tuhaf pantolonlar giyen, tuhaf ceketler giyen, kocaman zevksiz kolyeler takan, tuhaf tıraşlı gençler yarattınız! Yazıklar olsun size, haram olsun, zıkkım olsun, zehir olsun!
“SANA NE OLDU ERDOĞAN?”
Adı Enes, Furkan, Ecrin… Bu periyotta doğmuş lakin kemikleri sayılan çocuklar… Beslenme çantası olmayan ancak âlâ makûs bir şey çıkaran başka arkadaşlarına imrenerek bakan, çeşmeden su içip açlığını gideren çocuklar! Sayın Erdoğan ne yapıyorsun! Sen aç yatmanın ne olduğunu bilirdin, unuttun!
Sen gece sofraya tek çeşit yemek koyup kendi çatal-kaşık uzatamamış bir annenin hassasiyetini bilirdin Sayın Erdoğan! Sana ne oldu, sen ne oldun! Saray seni ne hale getirdi! Çocukların yemeğini nasıl iptal ettirirsin! Biz kaç tane vilayette söyledik bunu! Oyları sen al, artısını sen al, o çocuklar açlıktan kurtulsun.
Bodurluk başladı çocuklarda. Uzunlukları uzamıyor. Anlatamam o girdiğim o konutlardaki durumları. Günahtır ya. Bir tarafta zenginliklen, şımarıklıktan gözümüzün içine sokar üzere davrananlar, öteki tarafta açlık çeken çocuklar…”
