[ad_1]
SAYIŞTAY RAPORLARINA DA YANSIDI
Kurum, İmamoğlu’nun İBB Başkanlığına geldikten çabucak sonra gereksinim dışı diye gösterip Yenikapı’da toplattığı belediye araçlarından daha fazlasının alındığını ve bu araçların birçoğunun belediye dışında diğerlerinin hizmetine verildiğini, Sayıştay raporlarında da buna işaret edildiğini anlattı.
İmamoğlu’nun tabelalara “İsrafı bitirdik.” yazdırdığını söyleyen Kurum, şöyle konuştu:
“Sen İstanbul’u bitirdin, ne israfından bahsediyorsun? Şu koca 5 yılda ilgisizliğin, beceriksizliğin, liyakatsizliğin İstanbul’u bitirme noktasına getirdi. Sonra da çıkıp ‘Başardık.’ diyorsun. Neyi başardın? İstanbul’u durdurmayı, trafiği zahmet haline getirmeyi, sarsıntı korkusunu daha da büyütmeyi, İstanbul’a bir litre içme suyu kaynağı getirmemeyi başardınız. Sonra da çıkıp bu reklam tabelalarına 500 milyon lira harcıyorlar. Düşünebiliyor musun? Belediyenin kendi tabelası. Olsa olsa baskı fiyatı olur. Biz artık bütün baskılarımızı yenileyeceğiz. Kaç lira olduğu belirli. Emin olun, onun yüzde 1’ine İstanbul’daki bütün tabelaları asarım. Reklam bütçesi, zelzele bütçesinin iki katı. Niçin? Algıyla yönetmeye çalışıyor.”
Kentsel dönüşüm, ulaşım ve toplumsal projelerini anlatan Kurum, İmamoğlu’nun açtığı 11 kent lokantasını hünermiş üzere anlattığını kaydetti.
Kadir Topbaş’ın İBB Başkanlığı devrinde ramazanda günde 500 bin şahsa fiyatsız yemek verildiğini, başka aylarda 1,5 milyon kişinin fiyatsız yemek yediğini, yalnızca Üsküdar’da her gün 30 bin bireye fiyatsız yemek verildiğini aktaran Kurum, “Bunları hiç duyuyor musunuz? Biz çıkıp da medyada bu türlü bir şey konuşmayız. Artık bunlar fiyatsız verilen yemekleri kaldırdılar, fiyatla verdiği 11 lokantayı hizmetmiş üzere anlatıyor. Bizim geliri en az olan ilçemizde, en az onun kadar toplumsal tesisimiz var. Bunu büyük bir iş yapmış üzere anlattığımızı gördünüz mü? Ben ulaşımı, zelzelesi konuşmadığım yerde kent lokantasını konuşmayacağım. İki gecede İstanbul’un 39 ilçesine açarız onu. İki günlük konsere verdiği 550 milyon lirayla İstanbul’un 39 ilçesinde çok çağdaş hatta kiralayarak değil satın alarak kent lokantası mıdır, toplumsal tesis midir, vatandaşımızın gereksinimi olan kütüphane midir, kıraathane midir, bunları yaparsın aslında.” diye konuştu.
PARA SAYMA GÖRÜNTÜLERİ
Kurum, CHP İstanbul Vilayet Başkanlığında çekildiği öne sürülen para sayma imgelerinin sorulması üzerine, “Televizyonlara çıkamıyorlar farkında mısınız? Niçin çıkamadıklarını biliyor musunuz? Bu soruyu sormamak kaydıyla televizyona çıkmak istiyorlar. Niçin saklıyorsun, ne varsa açıklayın milletimize şeffaf bir formda. İnsanımız da aydınlansın. O kadar çelişkili açıklamalar yapıyorlar ki. Bir bakıyorsunuz avukat öteki bir şey diyor, öbürü diğer bir şey diyor, eski vilayet liderleri farklı bir yorum yapıyor.” dedi.
CHP’nin DEM Parti ile münasebetinde de şeffaf olmadığını lisana getiren Kurum, şöyle devam etti:
“Biz her şeyi bugüne kadar şeffaf formda yürüttük. Süreçlerimizle ilgili vatandaşımızı ayrıntılı bilgilendirdik. Milletimizin beklediği de odur. Bir bakıyorsunuz 22 ilçede aday göstermiyorlar. Bir tarafta meclis üyeliklerini paylaşıyorlar. Başka taraftan aday çıkarıyorlar. Bakıyorsunuz, Esenyurt adayı diyor ki ‘Beni Ekrem İmamoğlu, Özgür Özel aday gösterdi.’ Öbür tarafta çıkıyor bu aday diyor ki ‘Esenyurt çok büyük bir ilçedir, hasebiyle nüfusu Anadolu’daki büyükşehirlerden fazladır, burada referandum yapalım.’ Bu türlü açıklamalarla karşı karşıya kalıyoruz. Evvel baktık DEM bir aday çıkardı. Sonra Kandil’den talimat geldi, dediler ki ‘Biz aday değiliz.’ Ondan sonra öbür adaylar çıktı, ‘Kandil bizi işaret etti.’ Orada şöyle bir ittifak yapılması gerekir diye göstermeye çalıştılar. Gelinen süreçte de ittifakı, ‘Kent Uzlaşısı’ ismi altında açıklamaya çalışıyorlar. Kapı gerisi siyaseti. Fakat milletimiz aslında burada kirli ittifakın ne olduğunu net bir formda biliyor.”
Kurum, Tekrar Refah Partisinin bu seçimdeki tavrının sorulması üzerine, CHP belediyeciliğinin badirelerini bu parti seçmeninin düzgün bildiğini, bunu göz önünde bulundurmalarını beklediğini söyledi.
[ad_2]
