[ad_1]
Umut ve babasının hapishanedeki konuşması ile başlayan dizi izleyenleri 5 yıl öncesine götürdü. Dizinin birinci kısmında;
Telefonunun çalındığını fark eden ve hatalıyı yolcular ortasında arayan Alev, bütün yolcuları karakola gitmeye zorladı.
Alev’in birinci suçladığı kişi çarpıştığı Umut oldu. Fevkalade hafızası ile gerçek hatalıyı ortaya çıkaran Umut, hem polis memurlarını hem de Alev’i şoke etti.
Karakol çıkışı Umut’a özür borçlu olduğunu düşünen Alev, hayatının en unutulmaz derslerinden birini aldı.
Sen bir de avukat olacaksın değil mi? Senin insanlık hali dediğin şey insanların hayatını karartabilir…
Kadir’i nezarette ziyaret eden Harun, onu dışarıya çıkaracağına kelam verdi. Olayı en doruktan halletmeye çalışan Harun, Kadir’e denediği bütün yolların boşa çıktığını anlattı.
Rahat ol ya! Yakarsa dünyayı Harun yakar…
Kendisi için parti organize eden Fecir, gecede daha evvel dinlediği ve sesini çok beğendiği Büşra’nın sahne almasını istedi.
Parti için yere gelen Fecir, girişte Kadir’in avukatı Harun ile karşılaşınca gerildi.
Büşra’yı kulisinde ziyaret eden Fecir, genç kızın tedirginliğini fark edince onu sakinleştirmeye çalıştı:
Bu gece benim memlekete dönüş partim. Senlik hiçbir şey yok, keyfine bak… Biz seni dinlemeye geldik.
Parti başlasın!
Gecenin sonunda alkolün de tesiriyle ayakta durmakta zorlanan Fecir, arkadaşlarıyla birlikte konuta dönmek yerine bir sefer daha Büşra’nın odasına gitti.
Ne sen Leyla’sın ne de ben Mecnun!
Sana ‘yürekten oku’ dedim, sen canımızı okudun. İnsanın hem sesi, hem kendi hoş olur mu? Açık söyleyeyim sana doyamadım!
Uyandığında babasının konutta olmadığını fark eden Umut, telefona sarıldı.
Güç bela babasının olduğu yeri öğrenen Umut, yardıma gittiğinde yerde cansız bir biçimde yatan Büşra’yı gördü.
Vakit kaybetmeden polisi arayan Umut, babası da hastaneye götürdü. Çok geçmeden polis memurları da Rıza’nın tabirini almak için hastaneye geldiler.
Umut ve Rıza’nın hayata tutunma çabası!
Polisler, Rıza’nın hallerini epey kuşkulu buldular.
Fecir’in bir açığını arayan avukat Harun, onun vefatı bütün ülkede infial yaratan Büşra’yı en son görenlerden biri olduğunu öğrendi.
Harun’un soruları ile köşeye sıkışan Fecir, avukata saldırdı.
Kavga imajlarını kayda aldıran Harun, Fecir’e karşı son kozunu oynadı:
Sen şikayetini geri al ben de bu imgelerin hepsini sildireyim…
Büşra toprağa verilirken, acılı ailesini teselli edenlerin başında Umut ve babası İstek vardı. Sirenlerin böldüğü cenaze merasiminde İstek cinayet kuşkusu ile gözaltına alındı. Umut’un olayı ihbar edenin kendileri olduğunu söylemesi de duruma mahzur olmaya yetmedi.
Rıza Tanrıkulu! Büşra Korkmaz cinayetinin baş şüphelisi olarak savcının talimatı ile gözaltına alınıyorsun
Mezarlığın ortasında eli kolu bağlı bir biçimde kalan Umut’u tesadüfen tanıştığı Alev teselli etti.
Ekip otosuna bindirilen İstek, yolun yarısında karakol yerine diğer bir yere götürüldüğünü fark etti.
Rıza, kendini bekleyen berbat sürprizden habersizdi.
Televizyon kanallarında geçen son dakika bütün mahalle sakinlerinde soğuk duş tesiri yaptı.
Büşra’nın katili komşusu çıktı
Olup bitene inanamayan Umut, soluğu babasının yanında aldı. Umut’u Rıza’nın katil damgası yemesinden daha çok onu tanımaması yaraladı.
Rıza yüksek güvenlik tedbirleri ile adliyeye götürülürken, içinde Büşra’nın babası Haydar’ın ve komşularının bulunduğu kalabalık bir küme onu yuhaladı.
Büşra’nın yakınları tarafından taarruza uğrayan Umut, can havli ile içeriye girip Rıza’yı gözaltına alan polislere babasının saf olduğunu anlatmaya çalıştı.
Baban temizse çok uygun bir avukat tutacaksın!
Umut bu dakikalarda hayatını bütünüyle değiştirecek olan Fecir ve Harun ile tıpkı karede olduğundan habersizdi.
Günün sonunda Harun, Fecir’e karşı zaferini kazandı ve Kadir’i nezaretten çıkardı.
Dizinin final sahnesinde;
Karakoldaki masanın üzerinde babasının evrakı duran Umut, o geceye ilişkin kamera kayıtlarını gördü.
TAŞ KAĞIT MAKAS’IN 2. KISIM FRAGMANINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN
SOSYAL MEDYAYI SALLADI
‘Taş Kağıt Makas’ın birinci kısmı toplumsal medyaya damga vurdu. TT listesinde yerini bulan dizi ile ilgili yüzlerce tweet paylaşıldı.
*Beni ruh hastası bir karakterin bağımlısı yapan Burak Yörük’ten ben razıyım…
*Mükemmel bir dizi
*Bu dizi nedense bana Yeşil Yol’u hatırlattı. Çok ağlattı…
*Mafyatik Burak Yörük apayrı bir mevzuymuş
*İlk kısım olarak baya güzel giriş yaptı bence oyuncular rolüne çok yakışmış hepsi şahane oynuyor Ekin Koç farklı bir karakter ortaya koymuş. Bülent Seyran ve Ekin Koç’un karşılıklı sahneleri çok iyidi dokunaklıydı. Kısaca baya âlâ bir iş çıkmış emeklere sıhhat.
*Denk gelerek izledim. Yıkılıyor dizi resmen hayran bıraktınız.
*Çok güzel bir birinci kısımdı çok sağlam bir kıssası var su üzere aktı yarın inşallah hoş bir başlangıç yaparız.
*Çarşamba günlerine artık plan yok. Yerimiz belirli #taşkağıtmakas
*Kanal D ‘İnci Taneleri’nden sonra efsane bir üretime daha imza attı. Tebrikler.
İşte Taş Kağıt Makas: Hayatın Oyunu’nun karakterleri;
EKİN KOÇ (UMUT TANRIKULU)
Çocuk yaşta anne ve ağabeyini bir trafik kazasında kaybeden Umut; babası Rıza’yla birlikte, kentin en büyük gökdelenlerinin gerisindeki dik yokuşa kurulmuş bir gecekondu mahallesinde, fakir bir hayat sürmektedir. Hipertimezi hastalığına sahip olan Umut’un sıradışı bir hafıza yeteneği vardır. Yaşadığı her anı en küçük detaylarına kadar hatırlar, etrafındaki dünyayı farklı bir halde algılar. Babası bir cinayet soruşturması kapsamında tutuklanınca tüm hayatı değişir. Babasının günahsız olduğunu ispatlamak ve adaleti sağlamak için bu yeteneğiyle birlikte kazanmaya odaklı, özgüvenli ve güçlü bir avukata dönüşür. Alev’le tanışmalarını ve alakalarının ilerlemesini sağlayan en değerli etken, tekrar bu hatırlama yeteneği olacaktır.
SERRA ARITÜRK (ALEV DÖNERTAŞ)
Alev, zorluklar karşısında pes etmeyen, hayatı adalet ve doğruluk üzerine kurulmuş, cesaretli, kararlı ve zeki bir hukuk öğrencisidir. Umut ile bir belediye otobüsünde sürpriz bir formda tanıştıklarında ortalarında özel bir bağ oluşur. Vakit zaman yolları ayrılsa da Umut’un adalet arayışında en büyük destekçisi olan Alev, adalet çabası ve profesyonel başarılarıyla; yıllar içinde güçlü, bağımsız, kararlı bir avukata dönüşür.
OZAN İNANÇ (HARUN YAKAR)
Zeki, karizmatik, komik ve şeytan tüylü, yıldızı yüksek bir avukat olan Harun; karanlık bir geçmişe sahiptir. Mert ve hırslı bir yapısı vardır ve gayesine ulaşmak için her yolu denemekten çekinmez. Büyük iş adamları, mafyalar ve hata örgütleriyle olan bağlantıları, onu karmaşık ve tehlikeli sularda yol almaya iterken; her ortama ahenk sağlama yeteneği ve renkli kişiliğiyle adeta bir bukalemundur. Güçlü bağlantı yeteneği ve kullandığı farklı metotlarla mesleğinde aldığı bütün davaları kazanan Harun; lüks hayatı, tatlı lisanı ve flörtöz tutumlarıyla da renkli bir özel hayata sahiptir. Bir dava yüzünden Umut’la yolları kesişen Harun, hem süreçte öğrendiği bilgilerle kendi geçmişine bir seyahat yapacak hem de karakterinin farklı taraflarını keşfedecektir.
HANDE ATAİZİ (SÜREYYA UYAR)
Süreyya, zeki, hoş ve sert bir Cumhuriyet savcısıdır. Kendisine has bir tutumu ve dayanılmaz bir hitabet yeteneği olan Süreyya, hukuk topluluğunda çekinilen, işinde çok başarılı bir bayandır. Üniversite yıllarından arkadaşı, ortalarında ismi konmamış bir çekim ve kıyasıya bir rekabet olan Harun’dan farklı olarak devlete, iş etiğine ve kurumlara çok bağlı bir hukukçudur. Savcısı olduğu bir evrakta aldığı süratli karar, Umut’un babası için başlattığı adalet savaşını tetikleyecektir.
BURAK YÖRÜK (FECİR EMİRKIRAN)
Dışarıdan bakıldığında güçlü, cazip ve karizmatik biri üzere görünen Fecir, duygusal dalgalanmalara sahip, kibirli, maço ve öfke denetimini sağlayamayan bir sosyopattır. Hislerini sonların ötesinde yaşayan Fecir, travmatik geçmişinin yaralarını iç dünyasında hissetmeye devam eder. Babasının feodal fikirleri yüzünden ona yüklediği sorumluluklarla, Emirkıran Grup’un lideri olması için büyütülmüş Fecir; duygusal zayıflığını saklamaya çalışsa da vakit zaman dinlediği müziklerle açık eder. Bir toplumsal medya uygulamasında keşfettiği ve müzik söyleyişinden çok etkilendiği Büşra’yla yollarının kesişmesi, herkesin hayatını değiştirecektir.
HÜSEYİN AVNİ DANYAL (KADRİ PALAZ)
Kadri Palaz, babasının vefatından itibaren tanıdığı Harun’u adeta bir oğul üzere sahiplenmiştir. Harun’u en düzgün okullarda okutup harika bir avukat olmasını sağlamıştır. Kadri, Harun’u bir avukatın ötesinde bir araç olarak kullanarak türel arenada adeta bir satranç ustası üzere oyun oynamaktadır. Az ile yetinmeyi hiç sevmeyen Kadri Palaz’ın en büyük emeli, işverenler kulübü içerisinde kendisine de yer bulmaktır. Harun’la kurduğu baba oğul ilgisi, ortalarındaki çok kuvvetli bağ, Fecir Emirkıran davasıyla birlikte büyük bir testten geçecektir.
KAYNAK :Hürriyet
[ad_2]
