[ad_1]
Böylesi karmaşık ve zorlu bir çağda sağlam birkaç panik atak geçirmeden kim hayatta kalabilir ki? Hele ki hayat ağırsa, kayıplar ve yas varsa…
Yoğun kaygının, endişenin ve agorafobinin 10 yıl boyunca pençesinde kaldıktan sonra çıkış yolunu bulan birinin hikayesi, bize hem psikolojiye hem de hayata dair çok şey anlatıyor…
Bunaltı Çağında Yaşamak; kaygıyı, endişeyi, yazarın kendi tespiti olan bunaltıyı alışık olduğumuz tarzda dışarıdan, yukarıdan, psikolog/psikiyatr gözünden değil, içeriden, bu kaygıyı yaşayan bireyin deneyimlerinden, yaşantısından, duygusundan kısaca kendi ağzından anlatıyor. Denemediği yöntem kalmayan bir hastanın ağzından bu dönüşüm yolculuğuna eşlik etmek belki de bu yüzden önem kazanıyor.
Herkese ses olan kitap
Bu kitap, günümüz alanında anksiyete bozukluğuna dair uygulanan tedavi ve getirilen açıklamalara bir isyan, bir cevap, biraz da ek niteliğinde.
Kitabına yıllar önce yaşamaya başladığı kaygı öyküsüyle başlayan yazar E. Tülin Erinç, yaşantıladığı duygularını, düşüncelerini betimleyerek anksiyetesini ve agorafobisini, kaygının ortaya çıktığı durumları, bedensel ve ruhsal görünüşlerini, nasıl ilerlediklerini zaman içinde nasıl dönüşüp farklılaştığını aktararak benzer süreçten geçen herkese bir ses oluyor.
Sayfa: 160
“Benim kadar yalnız yürümeyin”
Sistemin yaklaşımlarını sertçe eleştiren Erinç, yaşadığı kafa karışıklığı, utanç ve nihayetindeki öfkeyi başkalarının da yaşamasına engel olmak adına şöyle diyor: “Sizler bu yolu, benim kadar yalnız yürümeyin istiyorum.”
Bunaltı çağı…
Çağımız birçok açıdan bunaltı çağı. Yeni ekonomik düzenin getirdiği güvensizlik, geleceğe yönelik belirsizlik, ortalığa saçılmış binlerce seçenekle boğan tüketim kültürü, krizler, savaşlar ve artan adaletsizlik. Bu çağda birkaç sağlam panik atak geçirmeden hayatta kalmak mümkün mü?
Dünya böyle bir haldeyken kaygı, endişe ve panik atağın bir hastalıktan ziyade, çağımızın biricik duygu durumu haline geldiğini kabul etmek gerek belki de. Öte yandan her kaygı, bunaltı ya da panik atak yalnızca dışımızdaki keşmekeşten beslenmez.
Yazar Tülin Erinç
Biliçdışımızda gelişen kaos
Bazıları bize dair, bilinçdışımızda oluşan kaosun, karmaşanın ve yanlış yerleştirmelerin bir sonucu olarak doğar. Bu durumda derinlere dalarak, Lacan’ın dediği gibi, “Ötekinin arzusunun (bakışının) sezilmesiyle” doğan böyle bir kaygının bilinçdışı tarihinin ve algılanışının, terapide yeniden yazılması gerekir.
sayfası için iletişim:
KAYNAK : Ensonhaber
[ad_2]