[ad_1]
Travma modeline göre, psikolojik sıkıntıların temel nedeni geçmişte yaşadığımız, üzerinden zaman geçmesine rağmen duygusal etkileri halen sürmekte olan çözümlenmemiş mevzulardır. Klinik deneyimler ve uygulamalar travma modelinin geçerliliğini göstermektedir. Herhangi güncel bir neden olmaksızın kişiler psikolojik sıkıntılar ve semptomlar yaşamakta, geçmiş olumsuz duygu birikimleri psikoterapide çalışıldıkça bu sıkıntı ve semptomlar ortadan kalkmaya başlamaktadır.
Psikolojik travma, kişinin beklemediği bir olaya sınırlarını zorlayan bir şekilde maruz kalmasıdır. Travma, Amerikan Psikiyatri Birliği (1980) tarafından normal insan deneyiminin ötesinde seyreden olaylar olarak tanımlanmıştır. Bu olaylar doğal afetler, trafik kazası, yangın, tacize uğrama gibi durumlardır. Söz konusu tanıma göre, bir olayın travmatik olması için olayı yaşayan kimse tarafından fiziksel bütünlüğünü tehdit eder şekilde algılanması ve kişi de dehşet, çaresizlik, korku gibi yoğun duygulara yol açması gerekmektedir. Yaşanan hadise ile insanın buna verdiği tepkiyi birbirinden ayırmak, psikolojik travma tanımını daha anlaşılır kılacaktır.
Klinik deneyimlerin yol göstericiliğiyle, travmayı daha geniş çerçevede ele alırsak; insan hayatının çocukluktan erişkinliğe uzanan yaşantısında, kişinin baş edebileceğinin ötesinde etki yaratan olayların pek çoğunun travmatik sonuçlar doğurduğunu görebiliriz. Mesela, “negatif” olarak nitelendirilen hallerle karşılaşmak kadar, gelişimimizde yer tutan ihtiyaçların karşılanmaması da aynı travmatik etkiyi uyandırabilir.
Ancak burada temel alacağımız tanım, daha ziyade kişinin duygusal ve psikolojik olarak baş edebileceğinden çok daha fazla olumsuzluğa maruz kalmasıyla oluşan, düşünsel, duygusal ve fiziksel ezilmişlik durumlarının doğurduğu çaresizlik halidir. Bu noktada mağdurun hayatına, varlık sebebine, elzem olan yaşamsal ihtiyaçlarına, beden bütünlüğüne, sevdiklerine, inanç sistemine yönelik tehdit içeren her olay ve durum travmatiktir.
Psikolojik travma bir defada olan saldırı, şiddet olayları, ameliyat, ölüm, ayrılık, ihanet, doğal afetler, haksız suçlanma, kaza ve benzeri olaylara verilen tepkileri kapsadığı gibi; ihmal, duygusal istismar, çatışmalı ilişkiler, savaş, çaresiz kalma, aşağılanma, hayatı tehdit eden hastalıklar, uzun süren yoksunluklar gibi kronik ve tekrarlayan deneyimlere verilen tepkileri de içerir.
Ercüment Doğan, Ph.D.
Klinik Psikolog
KAYNAK : Doktor Sitesi
[ad_2]