[ad_1]
Aydın’da dünyaya gelen Nurgül Büyüktarakçı Erfidan,’a 12 yaşında lösemi teşhisi kondu. Yaklaşık 2 yıl süren tedavi sürecinde çok sevdiği okulu ve arkadaşlarından uzak kalan Erfidan, hastalığının ilerlemiş olması nedeniyle yüksek dozlarda kemoterapi ve radyoterapi tedavileri gördü.
Doktor ve hemşirelerin özel ilgisi ve moral dayanağının de katkısıyla güzelleşen Erfidan, hekim olmaya karar vererek eğitimine devam etti.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olan Nurgül Büyüktarakçı Erfidan (31), İzmir Demokrasi Üniversitesi Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesinde misyona başladı.
Hastanede acil servisin yanı sıra meskende sıhhat ünitesinde de vazife alan Erfidan, hasta çocuklara meskenlerinde hizmet veriyor. Çocuk hastalar ve yakınları ile özel olarak ilgilenen Erfidan, ailelere kendi yaşadığı süreçleri anlatarak moral vermeye çalışıyor.
Erfidan, lösemi tedavisi gördüğü günleri hala unutamadığını, vazife yaptığı hastane odalarının kendisi için farklı bir manasının bulunduğunu kaydetti.
Hastalığının çok ağır geçtiğini, o periyotta en yakın arkadaşlarının hekim ve hemşireler olduğunu anlatan Erfidan, şöyle konuştu:
“Hastaneye yattığımda kanamalarım çok fazlaydı. Neredeyse artık ‘Yaşamayacak mıyım?’ diye düşünmeye başlamıştım. Ancak tedaviyle birlikte yaşama tutununca, o süreç beni hekim olmaya teşvik etmişti. Tabiplerimiz ve hemşirelerimiz bizimle ilgileniyordu. Zira biz onlara nazaran özel hasta grubuyduk. Bizim daha çok ilgiye, sevgiye muhtaçlığımız vardı. Ve olağan bir hasta bir gün, iki gün yatıp taburcu oluyordu lakin bizim artık birinci meskenimiz hastaneler olmuştu. Onların bize uyguladığı hem tıbbi müdahale hem de sevgi, şefkat hayata tutunmamıza sebep olmuştu.”
Uyguladığı tedavilerin yanı sıra kendi hastalık sürecini çocuklara ve ailelerine anlatarak onlara umut olmaya uğraş ettiğini lisana getiren Erfidan, misyon yaparken aklına çocukluğunda kendisiyle ilgilenen tabiplerin geldiğini söz etti.
Erfidan, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Beni canlı örnek olarak gördüklerinde onları memnun edebildiğim için ben de keyifli oluyorum. Çocuk hastalar her şeyin farkında olmuyor. Onlara oyun üzere geliyor bu süreç. Anneler, babalar durumumu öğrenince onlar için umut oluyor.
Gittiğim her hasta çocuğun meskeninde durumumdan bahsediyorum. ‘Merak etmeyin süreksiz bir periyot. Ben de sizler üzere zorluk yaşadım. Hem maddi hem manevi manada.’ diyorum. Bunların süreksiz olduğunu onlara göstermek istiyorum. Güzel ki tabip olmuşum diyorum. Zira bir hastanın bile güzelleşmesine vesile oluyorsak, hayata tutunmasına vesile oluyorsak, bu ne kadar hoş bir şey.”
Hastanede 12 yaşındaki oğlu epilepsi ve serebral palsi tedavisi gören Kezban Erkul da Dr. Erfidan’ın öyküsünün kendilerini çok etkilediğini, onunla tanıştıktan sonra daha olumlu düşünmeye başladıklarını söyledi.
Hemşire Hülya Yıldırım ise birlikte vazife yaptığı Erfidan’ın hastalarla kurduğu empatinin çok farklı olduğunu lisana getirdi.
Hasta,Onlar,Doktor,Tedavi,Görev,Çocuk
Haber Kaynak : Sözcü
[ad_2]
