MGK bildirisi: Gazze’nin işgali durdurulmalı

Milli Güvenlik Şurası, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında Beştepe’de toplandı.

2,5 saat süren toplantının akabinde yazılı açıklama yapıldı.

Gazze topraklarının işgalinin durdurulmasının milletlerarası toplumun müşterek mesuliyeti olduğu vurgulanan açıklamada, “İsrail, Gazze’de işlediği insanlık dışı kabahatlerin sonuçları ile er ya da geç yüzleşecek.” tabirleri yer aldı.

7 unsurluk MGK bildirisi şöyle;

1. PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ VE DEAŞ terör örgütleri başta olmak üzere ulusal birlik ve beraberliğimiz ile bekamıza yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve yurt dışında azim, kararlılık ve muvaffakiyetle icra edilen operasyonlar hakkında konseye bilgi sunulmuştur.

2. Türkiye’ye yönelik tehditleri “kaynağında yok etme stratejisi” kapsamında, siviller ile dost ve müttefik ögelerin emniyeti gözetilerek Suriye ve Irak’taki PKK/KCK-PYD/YPG gayelerine düzenlenen harekâtlar sonucunda bölücü terör örgütünün geliştirmeye çalıştığı kabiliyetlerin önemli biçimde tahrip edildiği belirtilmiştir. Teröristleri müdafaaya yönelik ve müttefiklik hukukunu temellerinden sarsan aksiyonların dikkatle not edildiği ve hiçbir çabanın ülkemizi maksat alan terör örgütlerinin akıbetini değiştiremeyeceği vurgulanmıştır.

3. İsrail’in Gazze’de işlediği ve tarihe kara bir leke olarak geçen insanlık dışı hataların sonuçları ile er ya da geç yüzleşmek zorunda kalacağı söz edilmiş; temiz sivilleri topyekûn yok etmeye yönelik taarruzların ve Gazze topraklarının işgalinin gecikmeksizin durdurulmasının, milletlerarası toplumun müşterek mesuliyeti olduğunun ve Türkiye’nin bu konuda her türlü teşebbüste bulunmaya devam edeceğinin altı çizilmiştir. İsrail idaresi ile katliamı destekleyen aktörlere; bu menfur aksiyonlara bir an önce son verilmemesi hâlinde tesirleri jenerasyonlar uzunluğu sürecek ve bölge dışına sirayet edebilecek bir şiddet sarmalını tetikleyebilecekleri ve kalıcı barışın lakin 1967 sonları temelinde, başşehri doğu Kudüs olan bağımsız, hâkim ve coğrafik bütünlüğü haiz bir Filistin Devleti’nin kurulması ile mümkün olabileceği hatırlatılmıştır.

4. Komşumuz Irak’la iş birliğimiz, başta güvenlik boyutu olmak üzere tüm veçheleriyle gözden geçirilmiş; Filistin sorunundan kaynaklanan gelişmelerin Irak’ın ve bölgenin istikrarına mümkün etkileri etraflıca değerlendirilmiştir. Kerkük’teki son gelişmeler ile Türkmen soydaşlarımızın durumu ele alınmış; ülkedeki tüm ögelerin huzur içinde bir ortada yaşamasına atfettiğimiz ehemmiyete, yaklaşan vilayet meclisi seçimleri öncesinde bir kere daha dikkat çekilmiştir.

5. Azerbaycan-Ermenistan müzakerelerinin kalıcı barış muahedesiyle sonuçlanması ve bu çerçevede, Ermenistan ile bağlarımızın normalleştirilmesine ait konuların yanı sıra bölge dışı aktörlerin probleme müdahil olma çabaları değerlendirilmiş; Ermenistan dâhil bölgedeki tüm ülkelerin huzur ve refahına katkı sağlayacak kalıcı barışın tesisine yönelik her türlü samimi çabası destekleyeceğimiz kaydedilmiştir.

6. Rusya-Ukrayna savaşının bölgemize ve dünya siyasetine tesirleri ile maliyetleri artarken barışı tesis edecek adımların gecikmeksizin atılmasının ehemmiyeti vurgulanmıştır.

7. Milletlerarası güvenlik ortamına negatif istikamette etki eden gelişmelerin, Türkiye’nin Karadeniz’den Afrika’ya, Kafkasya’dan Balkanlar’a uzanan geniş bir coğrafyada barış ve istikrar ikliminin hâkim olmasına yönelik çabalarının haklılığını teyit ettiğine işaret edilmiş; gerginliklerin krize dönüşmesine mâni olmak ve çatışmaları yayılmadan durdurmak için ön alıcı bir anlayışla inisiyatif üstlenmeye devam edileceği belirtilmiştir.